Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8836 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18479 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Kocaeli 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/05/2013NUMARASI : 2012/510-2013/196Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K AR A R Borçlu Ajaks 1 gemisi donatanı P. M. S. Ltd’ye izafeten P. G. ve Y. Acenteliği aleyhine başlatılan taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takipte, şikayetçi rehine konu Arsenal (eski ünvanı Ajaks 1) gemisinin donatanını temsilen ve kendisine asaleten gemi kaptanı B. A.r, vekili aracılığı ile İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; takip alacağına konu yakıtın teslim yerinin Ajol- Rusya limanı olduğundan Türkiye'de mukim olan Acentanın söz konusu yakıtın satışını akdettiği veya satışına aracılık ettiği isbatlanamamış olup, borçlu asilin kendisi yerine donatan olduğu iddia edilen P. M. Services Ltd’ye izafeten acentesi P. G. ve Yat Acenteliğine gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğunu, öte yandan yapılan tebligatın da Tebligat Kanunu’nun 12 ve devamı maddelerine aykırı yapıldığından geçersiz olduğunu, bu nedenle geminin İstanbul Boğazından uğraksız geçişi sırasında gemi hakkında seferden men kararı bulunması nedeniyle yapılan takipten 17.12.2012 tarihinde haberdar olduklarını, icra dosyasına hemen itirazlarını bildirdiklerini açıklayarak, İcra Dairesi'nce verilen 18.12.2012 tarihli kararın kaldırılarak, dosya borçlusuna yapılan tebligatın iptaline ve usulsüz tebligata muttali olunan 17.12.2012 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davacı tarafın takip başladıktan sonra taraflar arasında her zaman yapılabilecek ve istenilen tarih atılabilecek bir protokol ile geminin yeni donatanı olduklarını beyan etmelerinin takip dosyasında kendilerine herhangi bir sıfat kazandırmayacağı, takip dosyasında yapılan tebligatın usulsüz olup olmadığı hususundaki şikayet hakkının takip borçlusuna ait olduğu gerekçesiyle şikayetçinin 18.10.2012 tarihli kararın kaldırılması ve usulsüz tebligat yönündeki şikayetinin reddine karar verilmiştir.5718 sayılı MÖHUK'nun 48. maddesine göre "Türk Mahkemesi'nde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar."Anılan maddede öngörülen teminat hususu, Mahkeme'ye başvurabilmenin ön koşulu olup, Mahkeme'ce re'sen gözetilmelidir. Yabancı kişinin Türkiye'de Mahkeme’ye başvurabilmesi için teminat gösterme yükümlülüğünün istisnası MÖHUK.nun 48/2. maddesinde belirtildiği üzere şikayetçinin tabiyetinde bulunduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla yahut fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyet bulunmasıdır. Somut olayda; İcra Mahkemesine başvuran kişi yabancı uyrukludur. Bu nedenle, Mahkeme'ce bu hususun re'sen nazara alınarak, şikayetçinin tabiyetinde bulunduğu Ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla yahut fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyet olup olmadığı araştırılmalı böyle bir anlaşmanın bulunmaması durumunda şikayetçinin teminat yatırması gerektiğine karar verilmesi gerekirken, anılan hususun göz ardı edilmesi doğru değildir.Öte yandan İcra dosyası içinde bulunan Türkçe tercümesi yapılmış, 23.04.2012 tarihli "Sierra Leona Cumhuriyeti Takyidat Bulunmadığına Dair sertifika" başlıklı belgeden takibe konu geminin donatanının E. V. Limidet Şirketi olduğu, yine takip dosyasında bulunan “ satış belgesi başlıklı” bila tarihli belgeden A1 isimli geminin, takip borçlusu P. M. S. Ltd tarafından şikayetçi E. V. Ltd’ye satıldığı, Mahkeme dosyası içinde bulunan "teslim belgesi" başlıklı belgeden de anılan geminin, 10.02.2012 tarihinde teslim edildiğinin yazılı olduğu görülmektedir. Diğer yandan 04.04.2013 tarihli celsede şikayetçi vekili tarafından satış belgesi ve mülkiyet belgesi asılları ile bu belgelerin Türkçe çevirilerinin orjinallerinin dosyaya sunulduğu, Mahkemece içerikleri tutanağa geçirilmediği gibi anılan belgelerin onaylı örneklerinin de dosya içine alınmadığı anlaşılmaktadır.Şikayetçi, takibe konu geminin yeni maliki olduğunu iddia ederek şikayet başvurusunda bulunmuş ve malik olduğunu açıklayan bir kısım belgeleri gerek Mahkeme'ye, gerekse icra dosyasına ibraz etmiştir. Maliki olduğunun kanıtlanması halinde gemi hakkında yapılan takipte ödeme emri tebligatının usulsüzlüğünü ileri sürmede hukuki yararı vardır. Bu nedenle Mahkemece, rehin konusu geminin şikayetçi tarafından satın alınma tarihi araştırılarak, gemi maliki olduğunun belirlenmesi halinde şikayetlerinin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle reddi isabetsizdir.SONUÇ: Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 06.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.