Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8800 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13547 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Fethiye 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 31/05/2012NUMARASI : 2010/51-2012/327K.. Ş.. ve D.. E.. ile Hazine ve Orman Genel Müdürlüğü aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 31.05.2012 gün ve 51/327 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacılar K.. Ş.. ve D.. E.., birleştirilen dava dosyalarındaki dava dilekçelerinde, özetle; satın alma ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik hukuki nedenlerine dayanarak, 107 ada 72 ve 116 ada 1 parsellere ait tapu kayıtlarının iptaliyle 1/2'şer oranında adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir.Davalı Hazine vekili ve Orman Genel Müdürlüğü vekili ayrı ayrı, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.Mahkemece, davacılar tarafından davalı Orman İdaresi aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle Reddine, Maliye Hazinesi aleyhine açılan davaların Kabulüne, 116 Ada 1 Parsel ve 107 Ada 72 Parsel sayılı taşınmazların tapularının iptali ile taşınmazların 1/2 hisse oranında ayrı ayrı davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hükmün, kabule ilişkin bölümü, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Hükmüne uyulan bozma sonrasında yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; dava konusu taşınmazların 3. derece arkeolojik ve 3.derece doğal sit alanı içinde kaldığı ve taşınmaz üzerinde Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlığı bulunmadığı belirlendiğine göre; uyuşmazlık konusu taşınmazların 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve TMK'nun 713. maddesinin aradığı şartlar oluştuğu takdirde zilyetlikle edinilmesine engel bir durum bulunmamaktadır. Ne var ki hükmüne uyulan Dairemizin 12.11.2009 gün, 2009/4314 Esas ve 2009/5444 Karar sayılı bozma ilamı kapsamında ve HUMK'nun.366. maddesi hükmü uyarınca; 27.04.2012 günlü keşif yerinde fotoğrafçı bilirkişi Musa Bakar tarafından çekilerek, dosyasına ibraz edilen dava konusu taşınmazları ve çevresini gösterir fotoğraflardan anlaşılacağı üzere; taşınmazlar ve etrafının tarımsal faaliyet yapılmaya uygun bulunmayan, insan elinin yeterince değmediği, çok yoğun bir biçimde ağaç ve tabii yöresel ot bitki dokusuna sahip, yer yer taşlık ve hatta kayalık bir yapı gösterdiği anlaşılmaktadır. Ziraat Mühendisi T. Y. da 24.05.2012 tarihli raporunda; nizalı taşınmazların üzerinde çok eskiden beri kısıtlı imkanlarla, yerel şartlarda tarım yapılan yerlerden olduğunu ve dava konusu taşınmazların üzerinde tarım tekniği açısından işlemeli tarım yapmaya uygun yerlerden olmadığını mütalaa etmiştir. Uzman ziraatçi bilirkişi raporu, mevcut fotoğraflarla birbirini doğrulumaktadır. Fiili duruma ve bilirkişi raporlarına uymayan ve en az 100 yıldan beri tarım arazisi olarak davacılar tarafından tasarruf edildiğine ilişkin denetimden uzak soyut yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına değer verilerek davanın kabulü isabetli olmamıştır. Sonuç itibariyle eknonomik anlamda tarım arazisi olma özelliği taşımadığı anlaşılan dava konusu taşınmazlara yönelik iş bu davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.Davalı Hazine vekilinin, temyiz itirazları, açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün kabule ilişkin bölümünün, 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire İlamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 06.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.