MAHKEMESİ : Denizli 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/02/2014NUMARASI : 2014/87-2014/75Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:K A R A RBorçlu vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; takibe dayanak yapılan tapu iptal tescil davasına ilişkin kararın taşınmazın aynına ilişkin olup, kesinleşmeden takibe konulamayacağını ileri sürerek, icra emrinin iptalini talep etmiş, Mahkemece, dayanak ilamın hataya dayalı tapu iptal ve tescili ilamı olması nedeniyle kesinleşmeden takibe konulamayacağı gerekçesiyle takibinin iptaline karar verilmesi üzerine hüküm; alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi gereği uygulanmasına devam edilecek HUMK'nun 443/4, (HMK. 367/2) maddesinde; “Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez” düzenlemesine yer verilmiştir.Somut olayda; alacaklı tarafından dosyaya ibraz edilen Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 05.05.2011 tarih 2010/30 Esas - 2011/185 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; asıl davada davacı F.. S.. tarafından davalılar S.. Ç.. ve diğerleri aleyhine tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde 50,000 TL tazminatın davalılardan tahsili için dava açıldığı, birleşen davada ise davacı F.. S..'in ipoteğin kaldırılması davası açtığı, mahkemece tapu iptal ve tescili, olmadığı takdirde tazminat talebini içerir asıl davanın ve ipoteğin kaldırılmasına yönelik birleşen davanın reddine karar verildiği, anılan kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 13.09.2012 tarih, 2011/6856 Esas - 2012/5801 Karar sayılı ilamı ile "…-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Mahkemece vekaletnamenin resmi evrak niteliğinde olduğu geçersizliğini ortaya koyan bir delil sunulmadığı gerekçesi ile davacı talebi reddedilmiştir. Mahkemenin kabulüne göre vekâletnamenin resmi ve geçerli olduğu kabul edildiğine göre vekil olan davalı C..'in aldığı vekâletnameye uygun olarak tapuda satış işlemini gerçekleştirdiğini ve satış bedelini davacıya ödediğini ispatlaması gerekir. Dosya kapsamından davalı C.. bu yönde bir delil sunmadığı gibi delil listesinde buna ilişkin belgelerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece satış bedelinin davacıya ödendiği ispatlanmadığından yapılacak keşifle 8 nolu dairenin satış tarihindeki rayiç değerinin saptanıp davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken davanın reddi doğru olmadığı gibi kabule göre de tamamlama harcı yatırılmadığı halde keşifle saptanan dava değeri üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.'' şeklinde kararın bozulduğu, karar düzeltme isteminin redddedildiği, yeniden yapılan yargılama sonucunda takibe konu Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 27.12.2013 tarih, 2013/179-589 Esas-Karar sayılı ilamı ile Mahkemesince, ''davanın kısmen kabulü ile 85.000,00TL tazminatın davalı C.. Ç..'dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, diğer davalılar ile ilgili birleşen davanın reddine, bu dosya ile birleşen davanın reddine 5.750,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı C.. Ç.. dışındaki davalılara verilmesine karar verildiği, icra takibi ile yukarıda belirtilen 5.750,00TL vekalet ücretinin istendiği anlaşılmaktadır.Her ne kadar takibe konu edilen ilam taşınmazın aynına ilişkin olup, yukarıda açıklandığı üzere kesinleşmeden takibe konulamaz ise de; Mahkemesince verilen 05.05.2011 tarihli ilk ilam ile tapu iptal ve tescili ve birleşen davadaki ipoteğin kaldırılması davaları reddedilmiş,Yargıtay 15. Hukuk Daire'since bu yöne ilişkin temyiz itirazları reddedilerek, sadece dairenin satış tarihindeki rayiç değerinin tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğinden bozulmuş ve karar düzeltme istemi de reddedilmiştir. Bu durumda tapu iptal ve tescili ile ipoteğin kaldırılması istemlerine yönelik ret kararları kesinleşmiş olduğundan bu ilamın eklentisi olarak hüküm altına alınan vekalet ücretinin takibe konulması için ayrıca kesinleşmesi şartı aranmaz (HGK 28.0.2001 tarih, 2001/12-206 E.- 2001/217 K. sayılı kararı).Bu durumda Mahkemece şikayetin reddi yerine, yazılı gerekçeyle kabulü ile takibin iptali yönünden hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ: Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK b. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karış 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 28.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.