Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 828 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8987 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi... ile ... ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair... Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 01.12.2010 gün ve 130/586 sayılı hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davada taraf durumunu almayan.... Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi ile duruşmasız olarak incelenmesi ise davalılar vekili taraflarından süresinde istenilmiş ise de; 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'nun 438/1. maddesi uyarınca Yargıtay'daki temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasını ancak davanın tarafları isteyebileceğinden davada taraf durumunu almayan.... Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisinin duruşma isteğinin reddine karar verilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı vekili dava dilekçesinde, 190 ada 18 sayılı parselin vekil edenine ait olduğunu, kadastroda adına tespit ve tescilinin yapıldığını, aynı yerde 190 ada 19 sayılı parselin ise kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, vekil edenine ait evinin giriş avlusu ve tahıl ambarının bulunduğu yaklaşık 100 m2 civarındaki taşınmazın 19 sayılı parselle birlikte davalılar adına tapuya kayıt edildiğini, 40-50 yıldan beri vekil edenleri tarafından tasarruf edildiğini belirterek, yaklaşık 100 m2 bakımından davalıların tapu kaydının iptali ile vekil edenine ait 18 sayılı parsele ilave edilmek suretiyle tesciline karar verilmesini istemiş, 11.02.2009 havale tarihli ıslah dilekçesiyle, 10.10.2008 tarihli rapor ekindeki, krokide sarı ve yeşil renklerle taralı, C ve D harfleriyle belirtilen yerlerin köy yolu olduğunun kabulü ve bu nedenle ilk isteklerinin uygun görülmemesi halinde bu yerlerin tapu kayıtlarının iptali ile açıklanan bölümlerin köy yolu olarak tespit ve tesciline, A harfiyle gösterilen kısım bakımından ise tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesiyle yargılama sırasındaki beyanlarında, 190 ada 19 sayılı parselin tapu kayıtlarına dayalı olarak vekil edenleri adına tapuya tespit ve tescilin yapıldığını, kadastro öncesi de tapulu yer olduğunu bu nedenle dayanak tapu kayıtlarının yöntemine uygun bir biçimde uygulanması gerektiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, “…07.08.2009 tarihli kadastro teknisyeni ve mühendisinin ortak hazırladıkları krokide A ve B harfleriyle gösterilen yerler bakımından 190 ada 19 sayılı parselin tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline…”, karar verilmesi üzerine, hüküm, davalılar vekili ile davada yer almayan Çukurbük Köyü'nü Temsilen Köy Muhtarı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle hükme esas alınan krokide A ve B harfleriyle gösterilen yerler bakımından davalıların tapu kaydının iptaline karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Uyuşmazlık konusu 190 ada 19 sayılı parsel, 06.10.1999 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 04.11.1985 tarih 9, 25.12.1985 tarih 16, 26.04.1994 tarih 9 ve 06.11.1997 tarih 9 sıra nolu tapu kayıtlarının geldi ve gittilerine dayalı olarak davalılar adına tespit edilmiş ve kadastro tutanağının kesinleşmesiyle adlarına tapu kaydı oluşmuştur.190 ada 19 sayılı parsele ait dayanak tapu kayıtları getirtilmiş ise de yapılan keşifte yöntemine uygun bir biçimde uygulanmadığı ve tapu kaydının kapsamının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca belirlenmediği anlaşılmıştır. Bundan ayrı 190 ada 19 sayılı parsele alınan ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1996/163 Esas - 1997/18 Karar, aynı yer Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1978/124 Esas – 1983/177 Karar sayılı dosyalar dava dosyası içinde yer aldıkları ve dava konusu parsele revizyon gören tapu kayıtlarının dayanağı bulundukları halde, tapu kayıtlarının kapsamının tayini bakımından söz konusu dosyalarda bulunan krokiler ile dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden yararlanılmamış eldeki dava dosyası ile birlikte Mahkemece değerlendirilmedikleri belirlenmiştir. Bu nedenle, yeniden yapılacak keşifte revizyon gören tapu kayıtlarının teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20.maddesi gereğince tapu kayıtlarının kapsamının belirlenmesi, az önce esas ve karar numaraları verilen ve tapu kayıtlarının dayanağını oluşturan dosyalardaki krokilerin keşifte teknik bilirkişi yardımıyla uygulanması, diğer bilgi ve belgeler ile birlikte değerlendirilmesi, kabule ilişkin A ve B harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin tapu kaydı kapsamında kalan yerlerden olup olmadığının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi, kayıt kapsamında kaldıklarının saptanması halinde davanın reddine karar verilmesi, hükme esas alınan krokide B harfiyle gösterilen yerin öteden beri çeşmeye gidiş-geliş için köylüler tarafından kullanılan kadim yol niteliğinde olup olmadığının saptanması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.Her ne kadar, davacı vekili 11.02.2009 tarihli dilekçesiyle, 10.10.2008 tarihli teknik bilirkişi, krokisinde C harfiyle gösterilen yerin bir kısmı ( C'nin bir bölümü ise hükme esas alınan krokide yeşile taralı B harfiyle gösterilen yer dava dilekçesiyle dava konusu yapılmıştır) ile D harfleriyle açıklanan kısım yönünden isteğini ıslah etmiş ise de bu konuda Mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği ve davacı vekili tarafından temyize getirilmediği gibi esasen belirtilen yerlerin dava dilekçesiyle istenen yerlerden olmadığı, bunlara ilişkin herhangi bir harcın yatırılmadığı, bu bölümlerle ilgili olarak yöntemine uygun bir biçimde açılmış bir dava ve istekten söz edilemeyeceği açıktır. Davalılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde bulunmamıştır. Dava her ne kadar.... Köyü Tüzel Kişiliği'ni temsilen Köy Muhtarı tarafından hüküm temyiz edilmiş ise de, belirtilen köy dava dilekçesinde taraf durumunu almadığı gibi harç yatırmak suretiyle asli müdahil davacı olarak davaya da katılmadığı ve Mahkemece de dahili davalı olarak davaya dahil edilmediği dosya kapsamı ile sabittir. Tapu iptali ve tescil davalarında kural olarak, dava kayıt malikine yöneltilerek açılır. .... Köyü kayıt maliki değildir. Bu nedenle davada pasif husumet kendisine düşmez. Açıklanan nedenlerle, Çukurbük Köyü Tüzel Kişiliği'nin hükmü temyiz etmesinde hukuki yararı bulunmamaktadır.Davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK' nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 28.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.