Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 822 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 7561 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 09.02.2012 gün ve 310/40 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı ... İdare vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tespit ve tescil edilen dava dilekçesinde ada ve parsel numarası yazılı taşınmazların,1992 yılında “....Köyü İçme Suyu Terfi Binası ve Lojman Binası” olarak ihale edildiğini, davalılar adına yapılan tespitin hatalı olduğunu açıklayarak tapu kayıtlarının iptaliyle vekil eden İdare adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalılar vekilleri ayrı ayrı, davanın yersiz açıldığını, taşınmazların uzun yıllardan beri vekil edenleri tarafından kullanıldığını, kadastro tespitinin doğru yapıldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.Mahkemece, tespit tarihine kadar davalılar lehine kazanma koşullarının oluştuğu, kadastro tespitinin doğru olarak yapıldığı ve davacının iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine, bir kısım davalılar vekille temsil olunduğundan tarifeye göre belirlenen 29.955,56 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınmasına karar verilmiştir. Hüküm, davacı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir.Tarla, fındıklık, köy konağı ve bahçesi niteliğindeki dava konusu parseller, kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayalı olarak 30.12.2006 tarihinde kadastro yoluyla davalı ... Tüzel Kişiliği ve davalı gerçek kişiler adına tespit ve tescil edilmiştir.Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, tespit tarihine kadar davalılar lehine kazanma koşullarının gerçekleştiği, dava konusu parsellerin özel mülkiyete konu edilebilen yerlerden olduğu, davacı İdare tarafından 1992 yılında Köy Tüzel Kişiliği adına tespit edilen taşınmaz üzerine içme suyu terfi binası ve lojman yapıldığı ileri sürülmüş ise de anılan taşınmazların uzun yıllar önce terk edildiği, bu parsellerin Köy Tüzel Kişiliği tarafından tasarruf edildiğinin belirlendiğine, kamu tüzel kişileri içerisinde sadece köy tüzel kişiliklerinin kazanmayı sağlayan zilyetlikle taşınmaz edinme olanağı bulunduğuna, diğer kurum ve kuruluşların özel kanunlarında bu yönde hüküm bulunmadığı sürece kazanmayı sağlayan zilyetlikle taşınmaz iktisapları mümkün olmadığına göre, Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmediğinden davacı İdare vekilinin sair temyiz itirazlarının reddiyle hükmün esasına ilişkin bölümünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA,Davacı İdare vekilinin avukatlık parasına ilişkin temyizine gelince; dava dilekçesinde dava değeri gösterilmemiş ise de; bilahare harcını yatırmak suretiyle dava değerinin 7000 TL olduğunu bildirmiştir. Mahkemece, keşifte taşınmazın değeri tespit edilmiş ise de; belirlenen bedel üzerinden noksan harcı ikmal edilmemiştir. O halde; harcı yatırılmak suretiyle bildirilen 7.000 TL üzerinden davalılar lehine avukatlık ücreti takdir ve tayini gerekirken, harcı ikmal edilmeyen keşifte belirlenen değer üzerinden yazılı şekilde yüksek vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.Davacı İdare vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulüyle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca Yerel Mahkeme hükmünün avukatlık ücretine ilişkin bölümünün BOZULMASINA, HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 28.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.