Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8203 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14519 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Bursa 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/03/2013NUMARASI : 2012/372-2013/206Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARARDavacı 3.kişi vekili, Bursa 7.İcra Müdürlüğü'nün 2012/1599 talimat sayılı dosyasında, 05.04.2012 tarihinde haczedilen malların vekil edeni şirkete ait olduğunu açıklayarak, hacizlerin kaldırılmasını istemiştir.Davalı alacaklı vekili, yetki ilk itirazında bulunarak davaya bakma yetkisinin icra takibinin yapıldığı İstanbul Mahkemeleri'nde olduğu, yetki ilk itirazlarının yerinde görülmemesi halinde ise, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Davalı borçluya, dava dilekçesinde husumet yöneltildiği halde, dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmemiştir.Mahkemece; 1086 sayılı HUMK'nun 512. maddesindeki düzenlemenin karşılığı 6100 sayılı HMK'da bulunmamakla birlikte haczin uygulandığı yer mahkemesinin davaya bakamayacağına dair bir düzenleme bulunmadığından yetki ilk itirazının reddine, ispat edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, Bursa 7.İcra Müdürlüğü'nün 2012/1599 talimat sayılı dosyasında, 05.04.2012 tarihinde yapılan haciz işlemine konu menkuller üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddeleri uyarınca açtığı istihkak davası niteliğindedir.1086 sayılı HUMK’nun 512/1. maddesine göre eşyanın bulunduğu ya da icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde istihkak davasının açılabileceği açıkça düzenlenmişti. Bu özel yetki kuralı HUMK'nun 9. maddesindeki genel yetki kuralına ayrıcalık oluşturmakla birlikte genel yetki kuralını ortadan kaldırmadığı ve İİK’nun 50. maddesi gereğince de HUMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri takip hukukunda da uygulandığı için hacizden doğan istihkak davaları genel yetki kuralınca, yasada ayrıca düzenlenmiş olmadıkça davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir, özel yetki kuralı uyarınca da; haciz icra takibinin yapıldığı yerde uygulanmış ise bu yer, talimat aracılığı ile uygulanmışsa hacizli malın bulunduğu yer ya da icra takibinin yapıldığı yer, haczi uygulayan talimat icra dairesi ile hacizli malın bulunduğu yer farklı ise hacizli malın bulunduğu yer İcra Mahkemesi'nde açılabilirdi (HUMK’nun 512/1, 9, İİK’nun md. 97–99. maddeleri).Somut olayda dava, 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girdikten sonra açılmış olup, bu Kanun’da 1086 sayılı HUMK’nun 512. maddesine paralel bir düzenleme getirilmemiştir. Bu durumda İİK’nun yetkiye ilişkin 4, 50. maddeleri ve 6100 sayılı HMK’nun 5, 6. maddeleri uyarınca genel yetki kuralının uygulanması gerekir. Buna göre istihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemelerinde açılması mümkündür. Aksi halde yetki ilk itirazında bulunulmuşsa HMK’nun 19, 331. maddeleri uyarınca yetkisizlik kararı verilmesi gerekir.Davalı alacaklı cevap dilekçesinde süresi içerisinde usulüne uygun olarak yetki ilk itirazında bulunmuştur. Bu durumda, hükmün; davalı borçlu Ülkü Denizseven'e dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek davadan haberdar olmasının sağlanması, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, tarafların yetki ilk itirazı konusunda beyan ve varsa delilleri toplanarak bir karar verilmesi için bozulması gerekmiştir.2. Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri gereğince BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 25.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.