Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 819 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 7175 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair.... Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 17.04.2012 gün ve 1578/399 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı, dava konusu 147 ada 55 parselin Hazine adına kayıtlı olduğunu, sınırında bulunan aynı ada 53 parselin... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/388-423 esas ve karar sayılı ilamı ile adına tescil edildiğini, bu dosyanın keşfi sırasında, zilyetliği altında bulunan ve 53 parselle birlikte kullanılan yaklaşık 1000 m2 yerin 147 ada 55 parsel kapsamında kaldığının belirlendiğini açıklayarak bu bölümün tapu kaydının iptaliyle adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı Hazine vekili, davanın yersiz açıldığını, kadastro tespitinin doğru olduğunu, dava dışı,.... tarafından açılan davada,.....Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/742 esas 2005/744 karar sayılı ilamında taşınmazın nitelik itibarı ile kazanılamayacağı, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu açıklanarak davanın reddine karar verildiğini, bu kararın davacı yönünden kesin hüküm oluşturacağını, ayrıca... Defterdarlığı.... yetkililerince 25.04.2011 tarihinde yapılan idari tahkikat sırasında söz konusu yerin “mezarlık ve yunak yeri” olarak tahsis edildiğini, halen üzerinde mezarlıklar bulunduğunu, köyün orta mallarından bulunması sebebiyle zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, dava konusu yerin bağ ve bahçe niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne,147 ada 55 parsel kapsamında kalan ve Teknik Bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen 932,30 m2 yerin tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Toplanan deliller ve dosya kapsamından davanın TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi uyarınca iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dava konusu 147 ada 55 parsel kadastro çalışmaları sırasında ham toprak niteliğinde Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı tarafından dava dışı 147 ada 53 ve 299 parsel hakkında açılan ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/388-423 esas ve karar sayılı dava dosyasında 55 parsel kapsamında kalan 930 m2 yerin davacı tarafından kullanıldığı belirlenmiş ise de dava konusu yer ve 147 ada 55 parselin tamamı konusunda bir değerlendirme ve tespit yapılmamıştır. Ancak dava dışı.... tarafından dava konusu 147 ada 55 parsel hakkında.....Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/742 esas 2005/744 karar sayılı dosyasına açılan davanın 31.05.2005 tarihli keşfi sırasında dinlenen Yerel Bilirkişi ve tanıklar, 147 ada 55 parselin 30-40 yıldır kullanılmadığını bildirmişler, Tespit Bilirkişisi... ise; taşınmazın 20-30 yıldır kullanılmadığını açıklayarak “tarla dersem yalan olur”şeklinde beyanlarda bulunmuştur. Taşınmaz başında yapılan keşif sırasında dinlenen .... Mühendisi... 13.06.2005 tarihli raporunda; taşınmazın % 30-40 eğimli, taşlık-kayalık bir yapıda, mera bitkileriyle kaplı, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu açıklamış, Mahkemece taşınmazın nitelik itibarı ile zilyetlikle kazanılamayan yerlerden olduğu açıklanarak davanın reddine karar verilmiş ve hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Bu açıklamalara göre, davanın reddine ilişkin anılan bu hüküm kesin hüküm niteliğinde olmasa da 147 ada 55 parselin niteliğinin belirlenmesi bakımından güçlü delil oluşturur. Dava konusu yerin niteliği bilimsel verilere dayalı Uzman Bilirkişi tarafından belirlenmiştir. Diğer yönden;....i 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/742 esas 2005/744 karar sayılı dosyasında dava konusu taşınmazın niteliği, 31.05.2005 tarihinde taşlık-kayalık ve mera bitkileriyle kaplı yerlerden olduğu, 30-40 yıldır kullanılmadığı belirlendiğine göre, imar ihya koşullarının davacı yararına en erken 2005 yılında başladığının kabulü gerekir. Bu durumda da kadastro tespit tarihine kadar davacı lehine kazanma koşullarının varlığından söz edilemeyeceği gibi tapu kaydı oluştuktan sonra sürdürülen zilyetlik ise kazanma bakımından hukuken değer taşımaz. Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken taşınmazın niteliğinin kesinleşmiş Mahkeme hükmüyle belirlenmiş olduğu gözden kaçırılarak yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 28.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.