MAHKEMESİ : İzmir 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/02/2013NUMARASI : 2013/109-2013/111Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A RİİK’nun 150/f maddesinde “Alacaklının satış talebinden sonra takdir edilen ve kesinleşen kıymete göre merhunun alacağı karşılamayacağı anlaşılırsa, alacaklının talebi üzerine kendisine açık kalan miktar için bir muvakkat rehin açığı belgesi verilir. Alacaklı, bu belgeye dayanarak borçlunun diğer mallarının haczini icra memurundan talebedebilir ve 100'üncü maddedeki esaslar dahilinde diğer alacaklıların haczine iştirak edebilir. Bu takdirde alacaklı, rehnin satışı neticesinde, alacağının tahsil edilemeyen kısmını borçlunun diğer mahcuz mallarından rüçhansız olarak alır.”düzenlemesine yer verilmiştir.Şikayetçi vekili ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte ipotekli taşınmaz henüz satılmadan ve rehin açığı belgesi alınıp usulüne uygun işlem yapılmadan borçlunun ipoteğe konu olmayan menkullerinin haczine ve muhafaza altına alınmasına ilişkin 04.02.2013 tarihli müdürlük kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, alacaklıya, şikayet dilekçesi tebliğ edilmeksizin dosya üzerinden inceleme yapılarak, ipotekli malın paraya çevrilmeden ve rehin açığı belgesi alınmadan diğer malların varsayıma dayalı haczinin yerinde olmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne, menkullerin haczine dair memur kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.Her ne kadar İİK'nun 18/3. maddesi gereğince aksine hüküm bulunmayan hallerde duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı İcra Mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de, anılan takdir yetkisi mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda mahkeme takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanmalıdır.Şikayet dilekçesindeki iddiaların yukarıda açıklanan İİK’nun 150/f maddesi göz önünde bulundurularak çözüme kavuşturulması gerektiğinden Mahkemece, duruşma açılarak, taraf teşkili sağlandıktan ve varsa tarafların göstereceği deliller değerlendirildikten sonra şikayet hakkında karar verilmesi gerekirken evrak üzerinde ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle hükmün İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 22.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.