Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 783 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 14042 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi ... ve ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 25.01.2011 gün ve 55/76 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar ..., ..., ..., ... ve diğer davalılar vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacılar ... ve ... vekili, davacılar ile davalılar murisi arasında yapılan 13.01.1996 tarih ve ... yevmiye nolu noter satış sözleşmesi ile, davacılar tarafından satın alınan taşınmazlardan 468 ada 14 parselin davacılar adına tescil edilmişken 468 ada 15 parselin imar uygulaması sonucunda davalılar murisi ... adına tescil edildiğini açıklayarak, tapuda davalılar murisi adına kayıtlı hisselerin iptali ile adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı ..., 19.04.2010 tarihli cevap dilekçesinde tapulama işlemine süresi içinde itiraz edilmediğini, murislerine ait taşınmaz 6.000 m2 iken imar uygulaması sonucunda kendilerine daha az yer verildiğinden davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, harici satım ve kazanmayı sağlayan zilyetlik, hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK'nun 713/1, ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve maddeleri gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu görüşüne katılmak mümkün değildir. Dosya içinde bulunan dava konusu taşınmaza ait tapulama tutanağı örneğinden, dava konusu taşınmazın 1956 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda tapuya tescil edildiği anlaşılmıştır. Davacılar kadastro sonrasında tapulu bulunan taşınmazın kayıt maliki ... tarafından 13.01.1996 tarihinde kendilerine satıldığını iddia etmiştir. Davacılar tarafından sunulan ve davaya dayanak teşkil eden Noterce düzenlenen senetler, zilyetliğin devrine ilişkin olup satış vaadi niteliğinde değildir. 468 ada 15 sayılı parsel tapuda kayıtlı bir taşınmaz olup, TMK'nun 706,Borçlar Kanunu'nun 213 (6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince tapulu taşınmazın satışı resmi şekle tabidir. Resmi şekil şartı ispata ilişkin olmayıp geçerlilik şartı niteliğinde olmakla satış resmi şekilde yapılmadığından Hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve alıcıya herhangi bir hak da bahşetmez. Öte yandan tapulu taşınmazda sürdürülen zilyetliğin de herhangi hukuki sonucu bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalılar vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 554,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.