MAHKEMESİ : Gerede Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/10/2012NUMARASI : 2010/552-2012/490Z.. G.. ile H.. Ş.. ve G.. G.. aralarındaki miras taksim sözleşmesi davasının kabulüne dair Gerede Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 16.10.2012 gün ve 552/490 sayılı hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş ise de; duruşma talebinin değer ve pul yokluğundan reddine karar verilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 15.08.2009 tarihinde vefat eden A. R. Ş.'in mirasçıları olduğunu, aralarında Dörtdivan Noterliği'nin 31.12.2009 tarih ve 00399 seri numaralı düzenleme şeklinde miras taksim sözleşmesi akdettiklerini, sözleşmede; 9470 ada 5 parselde kayıtlı mesken niteliğindeki gayrimenkulün, ... plakalı otomobilin, A. T. Katılım Bankası'nda bulunun EURO cinsi paranın, Türkiye Finans Katılım Bankasında bulunan USD cinsi paranın ve T.C Z. Bankası'nda bulunan TL cinsi paranın 1/3 hisseler oranında paylaşılmasının kararlaştırıldığını, sözleşmenin yapıldığı tarihte vekil edeninin çok yaşlı olup okur yazar dahi olmadığını, herhangi bir sağlık raporu da alınmadığını, vekil edeninin yaşı itibariyle ve sosyal yaşantısı nedeniyle taksim edilen malların gerçek değeri hakkında bilgi sahibi olmasının mümkün olmadığını, davalıların vekil edeninin bu tecrübesizliğinden, yaşlılığından, cahilliğinden istifade ederek yaptıkları sözleşme ile 4 pay sahibi olan vekil edeninin payının karşılıksız olarak 2 paya indirildiğini, vekil edeninin yapılan sözleşmeyi yorumlama, sonuçlarını anlayabilme bilgi, tecrübe ve yetenekten yoksun olduğunu açıklayarak söz konusu miras taksim sözleşmesinin iptaline, işlenmiş ise 9470 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının ve ... plakalı aracın trafik tescil kaydının iptali ile mirasbırakanın vereset belgesindeki payı oranında davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar Vekili 21.10.2010 tarihli yargılama oturumundaki beyanında; açılan davayı kabul etmediklerini, davacının kendi rızası ile malları eşit oranda paylaşalım diyerek davalılara noterde verdiğini, bu doğrultuda paylaşma gerçekleştiğini, ayrıca davacının eşine de aynı tarihte vekaletname verdiğini ve eşinin de bu vekaletname ile para çektiğini beyan etmiştir.Mahkemece, davacının sözleşmeyi imzalamada iradesinin fesada uğradığı gerekçesiyle davanın kabulüne, miras taksim sözleşmesinin iptaline, 9470 ada 5 parselde kayıtlı taşınmazın tapusunun iptali ile veraset belgesindeki paylar oranında tapuya kayıt ve tesciline, .. plaka sayılı aracın trafik tescil kararının iptali ile veraset belgesindeki paylar oranında kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, davacının sözleşmeyi imzalamada iradesinin fesada uğradığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; 4721 sayılı TMK'nun 646/2. maddesinde aksine düzenleme olmadıkça mirasçıların paylaşmanın nasıl yapılacağını serbestçe kararlaştıracakları düzenlenmiştir. Taksim sonucu mirasçıların eşit hak ve hisse almaları zorunlu değildir. Yasa koyucu bu konuda tarafları bağlayıcı bir kısıtlama koymamıştır. Somut olayda mirasbırakan da herhangi bir vasiyetname bırakıp mirasın nasıl taksim edileceğini belirlememiştir. Şu halde tarafların hür iradeleri ile yaptıkları taksim sözleşmesi tarafları bağlar. Bu sözleşmenin hata, hile ve ikrah iddiasıyla genel kurallar çerçevesinde iptali istenebilir. Davacı taraf her ne kadar okuma yazma bilmediği iddiasına dayanmakta ise de; dosyadaki bilgi, belge ve belgeler üzerinde yapılan inceleme neticesinde; dava konusu miras taksim sözleşmesinin noterde yapıldığı ve davacının işlemi yapan memurun önünde "okudum" ibaresini yazarak sözleşmeyi imzaladığı anlaşılmıştır. Bundan ayrı davacının davalılar ve dava dışı Ş. Ş.ile birlikte avukat Y. R.'ye verilen vekaletnameyi yine "okudum" ibaresini yazarak imzaladığı, bunun yanında eşine verdiği 12.01.2010 tarihli vekaletmaneyi de imzaladığı görülmüştür. Dolayısıyla somut olayda; davacının okuma yazma bilmediğinden bahisle kandırıldığı iddialarının hukuki dayanığının bulunmadığı, iradesini fesada uğratan herhangi bir hukuki sebebin de gerçekleşmediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Usul ve Kanuna aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 21.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.