Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7676 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10481 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Eğil Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/12/2012NUMARASI : 2011/74-2012/112Hazine tarafından açılan mirasçılık belgesi davasının reddine dair Eğil Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 14.12.2012 gün ve 74/112 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Talep eden Hazine vekili, Eğil Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1996/50 Esas sayılı dosyasında verilen yetkiye istinaden nolu parsel malikleri olarak adı geçen T.. B.. mirasçısı T.. B..'ün mirasçılarını gösterir veraset belgesinin tarafına verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, T.. B.. oğlu T.. B..'ün mirasçılarının tanı olarak belirlenemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde talep eden Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Talep, mirasçılık belgesi istemine ilişkindir.4721 sayılı Türk Medeni Kanunun'un 30.maddesi hükmünde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda taraflarca hazırlama ilkesi geçerli olup, hakim tarafların talepleri ile bağlıdır. Hakim, talepte bulunan tarafların iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re'sen araştırma prensibi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.Somut olaya gelince; keşifte dinlenen mahalli bilirkişi beyanlarından; ve parsel sayılı taşınmazların A.. K.. oğlu T.. oğlu S.. Y.. miraçılarının kullanımında olduğu; keşifte tanık olarak dinlenen M.. R.. B.. beyanından; T. oğlu T.. B.. diye bir şahsın olmadığı, ancak T.. oğlu T.. Y.. diye birinin olduğu ve T..’un S..’in kardeşi olduğunu diğer A.. K.. mirasçıları ile birlikte parselleri fiili olarak taksim ettikleri ve herkesin kendi yerini kullandığı, 14.12.2012 tarihli oturumda tanık olarak beyanlarına başvurulan A.. K.. oğlu M.. oğlu A.. B.. ile T.. oğlu S.. oğlu A.. beyanlarından; T.. oğlu T.. B.. ile T.. oğlu T.. Y..'in farklı kişiler olduğu, dava dilekçesinde adı geçen taşınmazların T.. oğlu T.. Y.. mirasçıları tarafından kullanıldığını beyan ettikleri anlaşılmaktadır. Dosya kapsamanda ki 06.09.2011 tarihli kolluk tutanağında ise Sarıca köyünde yaklaşık 40 yıl önce T.. oğlu T.. B.. isminde birinin bulunduğu ve soyadını değiştirerek T.. oğlu T.. Y.. olduğunun tespit edilerek bildirdiği anlaşılmaktadır.Askerlik Şubesi'nden, Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü'nden durumun sorulması (mevcut nüfus kayıtlarının eklenmesi suretiyle). Hal böyle olunca, Mahkemece öncelikle kayıt maliki T.. oğlu T.. B.. ile T.. oğlu T.. Y..'in aynı kişi olup olmadıkları tereddüte mahal vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır. Az yukarıda açıklanan hukuksal olgu dikkate alındığında hasımsız açılan mirasçılık belgesi verilmesi davalarında mirasçılığın her türlü delille kanıtlanabileceği, bir mahkemenin verdiği yetkiye dayanılarak açılan davalarda mahkemece mirasçılık belgesi istenen kişinin namı müstear veya hiç yaşamadığı belirlenmedikçe davanın reddine karar verilemeyeceği kuşkusuzdur. O halde davanın yetki belgesine dayanılarak ve ispat imkanı kısıtlı üçüncü kişi tarafından açılmış olduğu gözetilerek, mahkemece yetki verilen asliye hukuk dosyası, tapu kayıtları, kadastro tutanakları tüm tedavülleri ile getirilmeli, T.. Y.. çocukları S.. ve T.. Y.. mirasçıları ile A.. K.. mirasçıları tanık sıfatı ile dinlenmeli, T.. mirasçısı olduğu belirtilen kişiler varsa nüfus kayıtları getirilerek miras bırakanla soy bağı araştırılmalı, T.. Y.. ile T.. B..'ün aynı kişi olduklarının belirlenmesi halinde T.. B..'ün ondan sonra miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan Kanun hükümlerine göre veraset belgesi verilmelidir. T.. Y.. ile T.. B..'ün aynı kişi OLMADIKLARININ ANLAŞILMASI VE bütün aramalara rağmen mirasçısı bulunamaması halinde ise TMK'nun 501. maddesi gereğince son mirasçının Hazine olduğu düşünülmelidir.Böyle bir araştırma yapmadan yersiz gerekçelerle talebin reddine karar verilmesi isabetsiz, talep eden Hazine'nin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 18.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.