MAHKEMESİ : Gaziantep 3. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/03/2013NUMARASI : 2012/1290-2013/640N.. G.. ve müşterekleri ile N.. G.. ve müşterekleri aralarındaki mirasçılık belgesinin iptali davasının kabulüne dair Gaziantep 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 28.03.2013 gün ve 1290/640 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılardan N.. G.. ve müşterekleri vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacılar vekili, dava dilekçesinde belirttiği sebeplerle, Gaziantep 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/923 Esas 2010/930 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptalini dava ve talep etmiştir.Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde, iptali istenen mirasçılık belgesinin hasımsız olduğunu, mirasçılık belgesi hatalı ise bile bundan vekiledenlerinin sorumlu tutulamayacağını, husumetin vekiledenlerine yöneltilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne, Gaziantep 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/923 Esas 2010/930 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptaline ve mirasbırakan Ş.. G..'in mirası (2464) pay itibar olunarak davacı ve davalılara dağıtılmasına karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde bir kısım davalılar vekili Av. B.. S.. tarafından temyiz edilmiştir.Davacı 15.10.2012 tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nun 1. maddesinde mahkemelerin görevinin Kanun'la belirleneceği, 2. maddesinde ise dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalar ile şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli Mahkeme'nin aksine bir düzenleme bulumadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanun'un 4/1-ç maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemesi veya Sulh Hukuk Hakiminin bu Kanun ile diğer Kanunların Sulh Hukuk Mahkemesi'ni görevlendirdiği davaları göreceği açıklanmıştır. Öte yandan; aynı Kanun'un 383. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde görevli Mahkeme'nin aksine bir düzenleme olmadığı sürece Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiş, 382/2-c maddesi hükmünde ise miras hukukunda ki çekişmesiz yargı işleri belirtilirken mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalar da bu kapsamda sayılmış, ne varki; mirasçılık belgesinin iptali istemiyle açılan davalar hakkında düzenleme yapılmamıştır. O halde, mirasçılık belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açıldığı, sonucunun tarafları açısından kesin hüküm oluşturduğu dikkate alındığında çekişmeli yargı kapsamında kalan davalardan olduğu, bu nedenle 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan mirasçılık belgesinin iptali davalarına bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kuşkusuzdur. Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan taraflarca öne sürülmese bile mahkemelerce kendiliğinden dikkate alınması gerekir.Hal böyle olunca; mahkemece açıklanan bu hukuksal olgular gözönüne alınarak davanın görev nedeniyle reddine, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yasal düzenlemelere aykırı şekilde işin esası hakkında karar verilmesi isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığını, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılardan N.. G.. ve müştereklerine iadesine, 18.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.