MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı... ile ... ve ... aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 25.04.2014 gün ve 55/196 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi bir kısım davallıar ..., ..., ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı ... vekili, evlilik birliği içinde ölen eşi adına edinilen traktör ve römork nedeniyle 3.000,00 TL alacağın davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 07.01.2014 tarihli dilekçesi ile talep miktarını artırarak toplam 5.750,00 TL alacağın faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.Davalı ... ve ..., malları davacının kullandığını, davacının iyiniyetli olmadığını belirterek açılan davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış, davalılar süresinde cevap dilekçesi sunmamışlardır.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 5.750,00 TL alacağın karar tarihinden itiberen işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin faiz isteminin reddine karar verilmiştir. Hüküm, birkısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, sağ eş tarafından, diğer mirasçılara karşı açılan artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.Mal rejiminin tasfiyesi sonucunda belirlenecek katılma alacağı, terekeye ait borç olup, mirasçıların miras paylaşımından önce ödenmesi gerektiği kabul edilmektedir. Terekeye ait borç ödendikten sonra kalan miktar, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşılır. Tereke borçlarından bu sıfatını kaybetmemiş tüm mirasçılar, kişisel olarak (4721 s.lı TMK m. 599/2) ve müteselsilen (TMK m. 641) sorumludurlar. Her ne kadar, davacı temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davacı da dahil davanın tarafları, ortak mirasbırakan Afife Tetek'in mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar. Başka bir anlatımla, mirasçılık sıfatına sahip olduğundan (TMK'nun m. 499) alacaklı ve borçlu sıfatı davacı sağ eş de birleşmiştir. Taraflarca, mirasçılardan her hangi birinin mirasçılık sıfatını yitirdiği (4721 s.lı TMK m. 511 vd, 578 vd, 605 vd) iddia edilip kanıtlanmamıştır. Tüm bu açıklamalar nedeniyle, davacı mirasçı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacıda dahil bütün mirasçılar miras payları oranında sorumludurlar. Buna göre, hüküm altına alınan tereke borcundan davacının da miras payı oranında sorumlu olduğu gözetilerek, davalılardan tahsiline karar verilecek miktarın hüküm fıkrasında gösterilmesi gerekir. Diğer yandan mirasçıların kendi aralarındaki terekeden kaynaklı borcunun sorumluluğu müteselsilen olmayıp miras payı oranında olması gerekirken müteselsilen sorumluluğa karar verilmesi de doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçeler nedeniyle birkısım davalılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasaya aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayıl HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde bir kısım davalılar ... ve müştereklerine iadesine 25.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.