İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İstihkakYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Davacı üçüncü kişi vekili, İcra Müdürlüğü’nün 2010/282 sayılı Takip dosyasında yazılan talimat uyarınca İcra Dairesi'nin 2010/7122 talimat sayılı dosyasında yapılan 25.12.2012 günlü muhafaza işlemine konu mahcuzların borçlu şirketten satın alınmış olup davacı 3. kişi şirkete ait olduğunu, öncesinde borçlu şirketin faaliyette bulunduğu haciz adresini kiralayarak faaliyete başladıklarını, borçlu yetkilisinin alacaklarını temin etmek için adreste bulunduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Davalı alacaklı vekili, haciz adresinin borçlu şirketin adresi olduğunu, davacı şirketin borçlu şirket ile ortak olarak işlerini birlikte yürütmeye başladıklarını, borçlu şirket yetkilisi ...'in haciz esnasında hazır bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı borçlu yetkilisi, haczedilen mahcuzların hacizden sonra ortak oldukları davacı şirkete satıldığını, davacının menkullerin hacizli olduğunu bildiğini beyan etmiştir.Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacı üçüncü kişinin haczin yapıldığı işyerini hacizden önce kiraladığı, borçlu şirketin alacaklılarından korunmak için yanında çalışan ustası alacaklıya senet verdiği, bir şirketin sigortalı çalışanına yüksek bir bedelle borçlanmasının hayatın olağan akışına uygun düşmediği, faturalardan borçlu şirketin davaya konu makineleri davacı üçüncü kişiye sattığı ve bedelini de aldığının görüldüğü, mahcuzların davacı üçüncü kişiye ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.Dava konusu haciz, borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği ticaret sicilde kayıtlı faaliyet adresinde yapılmıştır, ayrıca borçlulardan .. diğer borçlu şirketin ortağı ve yetkilisi olup haciz esnasında hazır bulunmuştur. Aynı takip dosyasında 24.09.2010 ve 05.10.2012 tarihlerinde de haciz işlemleri yapılmış olup borçlu ... bahsi geçen hacizlerde de hazır bulunmuştur. Somut olayda, İİK’nin 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekir. Bu yasal karine aksinin davacı 3. kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekir. Davacının dayandığı herzaman sağlanması mümkün olan ve borcun doğumundan sonraki tarihi taşıyan fatura, adi nitelikli kira sözleşmesi ve vergi kayıtları karinenin aksini ispata yeterli olmadığı gibi davacının dayandığı dava konusu mahcuzlara ilişkin faturalar ise borçlu şirket tarafından düzenlenmiştir. Başka bir anlatımla davacı 3. kişi mahcuzları borçludan satın almıştır.Bu durumda davacı 3. kişi ile borçlu arasındaki ilişki işyeri devri niteliğindedir. İİK'nun 44 ve BK'nun 179. maddeleri uyarınca işyerini devralan 3. kişi işletmenin borçlarından da sorumludur.Mahkemece bu hususlar gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 3.620,45 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.