Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 741 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13927 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Bakırköy 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 07/03/2013NUMARASI : 2013/223-2013/289Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARARŞikayet eden E.. B.. vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; ilama dayalı başlatılan takipte 5999 sayı ile değişik 2942 sayılı Yasa’nın Geçici 6. maddesi ve 6111 sayılı Yasa’nın Geçici 2. maddesi gereği idarelerin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceğini, ayrıca 5393 sayılı Belediye Yasası'nın 15/son maddesi ile haciz konulan hesabın kamu hizmetine tahsis edilen ve fiilen kamu hizmetinde kullanılan paralar olduğundan da haczin mümkün olmadığını açıklayarak, müvekkili idarenin İller Bankası, Esenler Kaymakamlığı, Maliye Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İstanbul Valiliği, Toki, Kiptaş Genel Müdürlüğü nezdinde ki hak ve alacakları ile Esenler Tapu Sicil Müdürlüğü'nde kayıtlı taşınmazlar ve dilekçesinde plakaları belirtilen araçlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmi??tir. Mahkemece, takibe dayanak yapılan ilamın karar tarihi itibariyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesi uyarınca haciz mümkün olmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne, davacı Belediyenin tüm malvarlığı üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Yukarıda açıklanan sorun konusunda sağlıklı bir sonuca ulaşmak için öncelikle konuya ilişkin yasal düzenlemelerin irdelenmesi gerekir. 30.06.2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa'nın 1.maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Geçici 6. maddesinin 1. fıkrasında; kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle açtıkları davalar sonunda tazminat almaya hak kazanmış olanlar hakkında bu madde hükümlerinin uygulanacağı son fıkrasında ise bu madde uyarınca ödenecek olan tazminatın tahsili sebebiyle idarelerin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceği düzenlenmiş olup, 6111 sayılı Kanun'un Geçici 2. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesi hükmünün 04.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerine de uygulanacağı düzenlenmiştir. Ancak; 6111 sayılı Kanun'un Geçici 2. maddesi 01.11.2012 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı 22.02.2013 günlü 28567 numaralı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Son olarak; 11.06.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren bazı kanunlar ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6487 sayılı Kanun’un 21 maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6'ncı maddesi başlığıyla birlikte değiştirilmiştir. Anılan 6. maddenin yeni halinin 11. fıkrasında, bu madde uyarınca ödenecek olan bedelin tahsili sebebiyle idarelerin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceği, 12.fıkrasında ise; 2981 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan ve ipotekle teminat altına alınanlar da dahil olmak üzere her türlü alacak ve bedellerin de bu madde kapsamında olduğu hüküm altına alınmıştır. Ancak, 6487 sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile Değişik 2942 sayılı Yasa’nın Geçici 6. maddesinin son fıkrasında bu fıkra hükmünün bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanacağı düzenlemesinin İdare tarafından kamulaştırılmaksızın el konulan taşınmazlara ilişkin tazminat davaları, kamulaştırma bedeli tespitine ilişkin davalar ve imar uygulamalarından kaynaklanan davalar için geçerli olduğunun kabulü gerekir. Dava niteliği taşımayan İcra İflas Kanunu hükümlerine göre yapılan şikayet başvuruları bu kapsamda kalmamaktadır. Bu nedenledir ki haczedilmezlik şikayetleri para alacaklarına ilişkin olup, doğrudan taşınmaza ilişkin dava olarak nitelendirilemez, anılan son fıkra kapsamında düşünülemez. Tüm bu yasal düzenlemeler ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı değerlendirildiğinde; imar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen pay karşılığının artırılmasından kaynaklanan tazminatlara ilişkin ilamların icra takibine konu edilmesi halinde, ilam tarihi 11.06.2013 tarihinden önce ise; (5999 sayılı Yasa'nın 1.maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Geçici 6. maddesindeki düzenlemelerde yalnızca kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan tazminat alacakları haciz yasağı kapsamında bulunduğundan) İdarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilebileceği, ilam tarihi 11.06.2013 tarihinden sonra ise; 6487 sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile yapılan değişiklik gereği İdarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceğinin kabulü gerekir. Somut olayda; her ne kadar karar başlığında davanın konusu, kamulaştırmasız el koymadan kaynaklanan tazminat olarak yazılmış ise de; ilam içeriğinden davanın, imar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen pay karşılığının artırılmasına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Anılan takibe konu ilamın tarihi ise 23.11.2012 olup, borçlunun malvarlıklarına 23.01.2013, 27.01.2013 ve 28.01.2013 tarihlerinde haciz konulmuştur. İlam tarihi itibariyle yürürlükte olan 5999 sayılı Kanun'un Geçici 6.maddesinde sadece kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan tazminat alacakları haciz yasağı kapsamında bulunduğundan ve yukarıda ki diğer açıklamalar neticesinde borçlu İdare'nin haczi kabil malvarlığı üzerine haciz konulması mümkündür. O halde Mahkemece, Kamulaştırma Yasası’na dayalı şikayetin reddi ile borçlunun diğer şikayet nedenlerinin incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle Kamulaştırma Yasası’na dayalı şikayetin kabulüne ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsiz olmuştur. SONUÇ:Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme hükmünün yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre alacaklı vekilinin diğer temyiz nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 21.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.