Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7360 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21911 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Bolu İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/05/2013NUMARASI : 2012/161-2013/259Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A RDavacı 3. kişi vekili, Bolu 1. İcra Müdürlüğü'nün 2012/3090 Esas sayılı dosyasında, 02.04.2012 tarihinde borçlu işyerinde haczedilen makinelerin davacı şirkete ait olup, borçluya davacının ürettiği pişirici cihazlarda kullanmak üzere yan ürün imalatı için verildiğini belirterek, İİKnun 96. ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir.Davalı alacaklı vekili, borçlu şirketin işyeri adresinde haczin gerçekleştirildiği, haciz esnasında istihkak iddiasında bulunulmadığı, sunulan sözleşmenin adi nitelikli olup her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğu, sunulan faturaların hangi mahcuza ilişkin olduğunun anlaşılamadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre; pişirici cihazlar üretmekte olan davacı şirketin, bu cihazların üretiminde kullanılan kimi parçaları yan sanayi olarak bildirilen başkaca firmalara ürettirdiği, bunların üretimi için kullanılan cihazların bir kısmının davacı şirketce sağlanıp, diğer üreticilere emanet olarak verildiği, borçlu şirketin de bu tür üreticilerden olduğu, davacı şirket için üretim yaparken kullandığı cihazların bir kısmının davacı şirkete ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile dava dilekçesinde belirtilen mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, 3. kişinin, İİKnun 96. ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir.Dava konusu haciz, 02.04.2012 tarihinde borçlu şirkete ait işyerinde, borçlu şirket yetkilisi huzurunda yapılmıştır. İİK’nun 97/a maddesi gereğince mülkiyet karinesi borçlu dolayısı ile davalı alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksinin davacı 3.kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle ispatlanması gerekmektedir.Davacı 3. kişi, hacizli mallara ilişkin olduğu iddiası ile fatura, gümrük belgesi borçlu tarafından imzalanmış sabit kıymet emanet taahhüdü senedi ve davacı şirketin duran varlık kayıtlarını sunmuştur. Sunulan senet adi nitelikte düzenlenmiş olup alacaklı yönünden hüküm ifade etmemekle birlikte, haczedilen mallarda seri numaraları bulunmadığından belgelerdeki malların hacizli mallarla uygun olup olmadığının tesbiti mümkün değildir.Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacının sunduğu faturalar ile davacının defterleri karşılaştırılmış, dava konusu olan hacizli mallara ilişkin bir tesbit yapılmamış olduğundan hükme dayanak yapılacak nitelikte olmadığı anlaşılmıştır.Bu durumda, Mahkemece, davacı 3. kişinin mülkiyet karinesinin aksini ispatlayamadığından davanın reddi gerekirken aksi düşüncelerle, dosyadaki maddi olgulara uygun düşmeyen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 2.101,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 01.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.