Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7223 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18108 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul 10. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/07/2013NUMARASI : 2013/177-2013/615Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Takip dayanağı İstanbul 24.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/234 Esas ve 69 Karar sayılı ilamında, “Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 160.000 USD'nın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bu alacağa 07.12.1999 tarihinden itibaren 92 gün boyunca % 20,75 oranındaki akti faizin; bu tarihten sonra fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı Kanun'un 4a maddesi gereğince uygulanacak faizi ile birlikte davalı borcu üstlenen TMSF den tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. Bu ilamla başlatılan takipte, borçlu İ.. Bank vekilinin Bankacılık Kanunu gereğince gerçekleştirilen üstlenme neticesinde davalı taraf olarak TMSF hükümde yer aldığından İ.. Banka karşı takip yapılamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline, bu talebin kabul edilmemesi halinde faize itirazı üzerine, Mahkemece, bilirkişiden alınan rapora göre fazla istendi??i tespit edilen faizin iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm, borçlu vekilince temyiz edilmiştir.Takibe dayanak yapılan İstanbul 24.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/234 Esas ve 69 Karar sayılı kararının başlığında her ne kadar İ.. Bank davalı olarak gösterilmiş ise de; aynı başlıkta TMSF ise açıkça borcu üstlenen olarak gösterilmiş olup, hükmün ilk paragrafında da 160.000 USD alacağın davalıdan tahsiline denildikten sonra ikinci paragrafta aynı alacağın faizi için hüküm kurulurken davalının borcu üstlenen TMSF olarak açıklandığı görülmekle ilamda İ.. Bank aleyhine hüküm bulunmadığı sonucuna varılmalıdır.Bu durumda, Mahkemece, borçlu vekilinin ilk talebi olan takibin iptali yönündeki şikayetinin kabulü gerekirken, yazılı gerekçeyle bu konudaki şikayetinin reddine karar verilerek, faize yönelik ikinci talebinin incelenip, sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4.(HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 15.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.