MAHKEMESİ : Kırıkkale İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/06/2013NUMARASI : 2013/262-2013/421Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu şirket vekili, vekil edeni aleyhine yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte, icra emri ve kıymet takdiri raporu tebliğ işlemlerinin usulüne uygun yapılmadığından, takipten tesadüfen 05.04.2013 de haberdar olduklarını, tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğünün ve öğrenme tarihinin tespitini talep ettiği, mahkemece, tebliğ işlemlerinin uslüne uygun olduğu gerekçesiyle istemin reddine karar verdiği görülmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun tüzel kişilere tebliğe ilişkin 12. maddesinde; "Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır". Aynı Yasa'nın 13. maddesinde ise; "Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır" hükümleri yer almaktadır. Tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olup uygulanması gereken Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde ise " Tüzel kişiler adına tebligat almaya yetkili kişiler herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerde sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Ancak, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle görevlendirilmiş bir şahıs olması lazımdır. Bu kişilerin de bulunmaması halinde bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır" düzenlemesi bulunmaktadır. Somut olayda borçlu şirket adına çıkartılan icra emiri ve kıymet takdiri raporu tebligatlarının Ticaret Sicilde kayıtlı adresine çıkartıldığı ve ''aynı çatı altında çalışan Mahmut Mutlu imzasına tebliğ edildiği'', ancak dosya içinde mevcut belgelerden adı geçenin şirketi temsil yetkisi bulunmadığı gibi, borçlu tüzel kişiyi temsile yetkili olanların o sırada orada bulunup bulunmadıkları da belirlenmeden ve uyulması gerekli prosedüre uyulmadan, doğrudan çalışan imzasına tebliğ edilmiş olup, yapılan tebligat 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddeleri ile Yönetmeliğin 21. maddesine aykırıdır. Bu durumda, Mahkemece, icra emri ve kıymet takdiri raporu tebliğ işlemlerinin usulsüz yapıldığı nazara alınarak, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin iddia edilen öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 14.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.