Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6871 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9586 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Giresun 2. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/02/2013NUMARASI : 2012/484-2013/149İ.. D.. tarafından mirasçılık belgesi istemi davasının reddine dair Giresun 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 27.02.2013 gün ve 484/149 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı İ.. D.., dedesi olan O.. oğlu H..'in mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiştir.Mahkemece davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 598. maddesi hükmünde başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, Sulh Mahkemesi'nce mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği, mirasçılık belgesinin geçersizliğinin her zaman ileri sürülebileceği açıklanmıştır.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 575. maddesi hükmüne göre miras ölümle açıldığı gibi aynı Kanun'un 30.maddesi hükmüne göre de; nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde, gerçek durumun her türlü delille kanıtlanması mümkün olduğu düzenlenmiştir. Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda taraflarca hazırlama ilkesi geçerli olup, hakim tarafların talepleri ile bağlıdır. Hakim, talepte bulunan tarafların iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re'sen araştırma prensibi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.Somut olayda, Keşap İlçesi, Uğurca Mahallesi, cilt no:, hane no:'de nüfusa kayıtlı, 01.07.1884 doğumlu, T.C. kimlik numaralı D.. H.. ile aynı yer Hane no 'te nüfusa kayıtlı 11.07.1880 doğumlu, T.C. kimlik numaralı D.. D..'un babalarının O.. oğlu H.. (D.. H.. Bin O..) olduğu, annelerinin ise aynı yer hane no:'te nüfusa kayıtlı H.. olduğu dosya kapsamındaki nüfus kayıtları ve tapu kayıtları ile sabittir. Ve yine dosya kapsamındaki Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü'nün 30.07.2012 Hakim havale tarihli yazısı ile D.. H.. ve D..'un nüfus kayıtlarından, mirasbırakanın 1321 yılında yapılan Genel Nüfus Yazımında sağ olmadığı anlaşılmaktadır. O halde, mirasbırakan 1321 yılında yapılan Genel Nüfus Yazımından önce bilinmeyen bir tarihte ölmüştür. Nüfus kayıtlarına göre mirasbırakanın eşi H.. ise 12.04.1929 yılında ölmüştür. Açıklanan olgular ve tüm dosya kapsamı birarada değerlendirildiğinde, davacı kök mirasbırakan ile arasındaki irs ilişkisini kanıtlamıştır.O halde mahkemece yapılacak iş yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan hususlar gözetilerek, D.. D.. ve H..’ın verasete esas nüfus kayıtlarını gerekirse Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden temin etmek ondan sonra, dosyayı, Feraiz ve İntikal hükümlerinden anlayan bir bilirkişiye tevdi ederek; murisin 02.04.1321 (02.04.1905) tarihinde yapılan Genel Nüfus Yazımından önce bilinmeyen bir tarihte öldüğü kabul edilerek mülkte feraiz hükümlerinin, arazide ise 06.03.1912 tarihine kadarki ölümlerde 17 Muharrem 1284 tarihli İlk Tevsii İntikal Nizamnamesi, 06.03.1912 ile 04.10.1926 tarihleri arasındaki ölümlerde 21.02.1328 tarihli İkinci Tevsii İntikal Nizamnamesi hükümlerinin uygulanması, mirasçılardan 743 sayılı TKM ve 4271 sayılı TMK'nun yürürlüğünden sonra ölenler olduğu takdirde, mülk ve arazi ayrıt edilmeksizin Medeni Kanun hükümlerinin uygulanması bu suretle mirasçıların paylarının belirlenmesinden ibarettir. Bu yönler gözönünde tutulmadan yazılı biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Yukarıda açılanan nedenlerle; davacının temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.