MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiHazine ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair.... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 13.03.2012 gün ve 494/83 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı Hazine vekili, 158 ada 18 parselin Hazine adına tespit gören aynı ada 21 parselin devamı niteliğinde olduğunu açıklayarak davalılar adına kayıtlı 158 ada 18 parselin tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalılar 25.10.2011 tarihli oturumdaki imzalı beyanlarında, dava konusu taşınmazın murislerinden kaldığını ve zilyetliklerinde olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu 158 ada 18 parsel, 01.03.2003 tarihinde senetsizden 20 yılı aşkın zamandan beri ...’un zilyetliğinde olduğu açıklanmak suretiyle kavaklık vasfı ile tespit edilmiş ve tutanak itirazsız 01.04.2003 tarihinde kesinleşmiştir. Taşınmaz halen...adına kayıtlı olup, davalılar 08.07.2011 tarihinde vefat eden tapu maliki ... mirasçılarıdır.16.12.2011 tarihinde mahallinde yapılan keşif sırasında dinlenen bilirkişi ve tanıklar, dava konusu taşınmazın ...’e dedelerinden intikal etmekle birlikte büyük bir selin taşınmazın büyük bir kısmını alıp götürdüğünü, sonrasında... ve oğullarının kavak ağacı diktiklerini ve zilyetliğin kavak ağacı yetiştirmek suretiyle devam ettirildiğini beyan etmişlerdir. Keşif sonrasında 06.01.2011 tarihli jeolog raporunda özetle; taşınmazın çay kenarında olduğu, alt seviyelerinin kum-çakıl niteliğinde dere malzemesinden oluştuğu açıklanarak taşınmazın pasif dere yatağı ve taşkın sınırında olduğu vurgulanmış, 30.12.2011 tarihli Zirai Bilirkişi de taşınmazın taşkın ve erozyon tehlikesinde bulunan kavaklık vasfında olduğunu bildirmiştir. Bir yerin TMK'nun 713/1 ve Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde açıklandığı üzere zilyetliğe dayanarak kazanılabilmesi için diğer koşulların yanında taşınmazın ekonomik amacına uygun bir şekilde tasarruf edilmesi gerekir. Toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalıların ekonomik amaca uygun olarak tasarrufu bulunmamaktadır. Dere kenarında, taşkın ve erozyon tehlikesi altında bulunan taşınmaza kavak dikmek suretiyle sahiplenmesi, iktisap bakımından herhangi bir hak sağlamaz. Taşınmazın belirlenen bu niteliği gözönünde tutularak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Usul ve Kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4 ( HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.