Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6789 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 23346 - Esas Yıl 2013





Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde mal rejiminden kaynaklanan alacak.... ile .... aralarındaki tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair .... .... Aile Mahkemesi'nden verilen 14.02.2012 gün ve 355/258 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı .... vekili, boşanma davasına ilişkin verdiği cevap dilekçesiyle birlikte açtığı karşı dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde satın alınarak davalı adına tescil edilen 3698 ada 8 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından mal kaçırmak amacıyla devredildiğini açıklayarak taşınmazın tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 50.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı Yeter vekili, davacının katkısı olmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar 14.10.1994 tarihinde evlenmiş, 06.03.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 02.03.2010 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK'nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.)Dava dilekçesinin içeriği, davalının savunması ve dava konusu taşınmazın 25.12.2001 tarihinde edinilmiş olmasına göre istek mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde katkı payı alacağına ilişkindir.Her ne kadar TMK'nun 235/1.maddesi uyarınca mal rejimi sona erdiğinde mevcut olan mallar tasfiyeye katılır ise de, davalı vekili boşanma dava dosyasına sunduğu 14.05.2007 havale tarihli dilekçede, davalı adına kayıtlı dava konusu taşınmazın kocası .... .. tarafından elinden alınacağı korkusu ile tedbiren annesi .... ....'ye devredildiğini ileri sürdüğünden, söz konusu taşınmaz 15.10.2003 tarihinde satış suretiyle dava dışı kişi adına tescil edilmişse de az yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda intikalin, davalı eşin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacağını azaltmak ya da ortadan kaldırmak amacıyla gerçekleştirildiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle, mülkiyetinin davalıda olduğunun kabulü ile tasfiyeye dahil edilmesi uygun görülmüştür.Bundan ayrı, gerek davacı, gerek davalı kendi ailelerinden yapılan bağışlarla dava konusu taşınmazın 3.kişiden satın alınarak davalı eş adına tescil edildiğini ileri sürmüşlerse de tanık beyanlarının görgüye dayalı olmayıp soyut nitelikli bulunmasına başka delillerle de kanıtlanamamasına göre buna değer verilmemiştir.Ne var ki; davacı ve davalı çalışıp düzenli gelire sahip olan kişilerdir. Tarafların çalışmalarına ve gelirlerine ilişkin belgeler bulundukları yerden getirtilmeden eksik araştırmayla karar verilmiştir. Mahkemece tarafların evlenme tarihinden tasfiyeye konu taşınmazın satın alındığı 25.12.2001 tarihine kadar çalışmalarına ve gelirlerine ilişkin belgeler eksiksiz olarak bulundukları yerlerden istenerek dosya içine konulması, gelirlere ilişkin belgelerin bulunamaması durumunda meslek kuruluşu ve odalarından ortalama gelir miktarı hakkında bilgi alınması, söz konusu taşınmazın eşler arasında 743 sayılı TKM'nin 170.maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği göz önünde bulundurularak, aynı Kanun'un 152. maddesine göre davacı kocanın evi geçindirme yükümlülüğü ile her iki tarafın ekonomik ve sosyal durumları göz önünde bulundurularak önce yapabilecekleri tasarruf miktarları buna göre de davacının dava konusu taşınmazdaki katkı payı belirlenmeli, belirtilen bu oran söz konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri ile çarpılarak katkı payı alacağı miktarı saptanmalıdır.Açıklanan bu hususlar yerine getirilmeden delillerin yanlış değerlendirilmesi suretiyle eksik araştırma ile karar verilmesi doğru olmamıştır.Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 25.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.