Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 677 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 7156 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi... ve ... ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 12.07.2011 gün ve 203/203 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, mirasen intikal ve eklemeli zilyetliğe dayanarak 175 ada 51 parselin tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, uyulan Yargıtay bozma ilamı uyarınca yapılan araştırma ve inceleme sonucu 175 ada 51 parselin tapu kaydının iptali ile davacı ...’ın veraset ilamındaki mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili, tarafından temyiz edilmiştir. 15.12.1988 tarihinde yapılan kadastro tespiti sırasında 175 ada 50 ve 51 parsellere uygulanan 1937 tarih 3230 nolu vergi kaydının doğu sınırı dağ okuduğundan 50 parsel davacı adına, 51 parsel ise miktar fazlası olarak Hazine adına tespit edilmiş ve tutanak itirazsız 22.06.1989 tarihinde kesinleşerek Hazine adına tapu kaydı oluşmuştur. Kadastro sırasında uygulanan vergi kaydı davacının satıcısına ait olup dava konusu parsel yönünü dağ okumaktadır. 20.03.2008 tarih 2008/1147 Esas, 1503 Karar sayılı bozma ilamında özetle; taşınmazın orman vasfında olmamasının taşınmazın iktisabı için yeterli olmadığı, taşınmazın niteliği, imar ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı konusunda gerekli araştırmanın yapılması gerektiği açıklanmıştır.Mahkemece bozmaya uyularak istenen araştırmalar yapılmaya çalışılmıştır.Keşif sonrası Harita Mühendisleri verdikleri raporda; stereo görüntü çiftlerinin bulunmaması nedeniyle üç boyutlu görüş elde edilemediğini ve taşınmazın eğiminin % 14-29 arasında değiştiğini açıklamışlar. Zirai Bilirkişi 20.05.2011 tarihli raporunda; toprak yapısının sığ, kumlu ve taşlı olduğunu açıkladıktan sonra parselin eğiminin işlenebilme açısından yüksek olduğunu, arazinin yukarıdan aşağıya doğru işlendiğinden erozyona maruz bırakıldığını ve eğim nedeniyle traktör ile çalışmanın mümkün olmadığını bildirmiştir. Jeolog Bilirkişi de benzer içerikte rapor sunmuştur. Dosya arasında bulunan taşınmaza ilişkin fotoğraflardan taşınmazın tespit tutanağı ve raporlarda açıklandığı gibi oldukça eğime sahip olduğu ve tarım arazisi olarak kullanılmadığı anlaşılmaktadır.Bozmada açıklandığı gibi TMK. 713/1 ve Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri gereğince böyle bir yerin imar-ihya yoluyla kazanılması için 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17.maddesinde belirtilen tüm olumlu koşulların oluşmuş olması ve olumsuz koşulların araştırılması gerekir. Anılan maddede aynen “orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden masraf ve emek sarfı ile imar-ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi taktirde Hazine adına tespit edilir” denilmektedir. Maddede açıkça belirtildiği üzere, nitelikleri belirtilen bu tür yerlerin para ve emek sarfı suretiyle tarıma elverişli hale getirilmesi gerekir. Bozma sonrası yapılan araştırmada taşınmazın imar-ihya edilerek 20 yıl süre ile ekonomik amacına uygun olarak zilyet edilmediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken farklı gerekçeler ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 388/4 (HMK. M.297/ç) veğ HUMK'nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine, 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.