MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi... ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair... Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 13.09.2011 gün ve 123/467 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı, kadastro çalışmaları sırasında, dava dışı 211 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kendisi adına tespit ve tescil edildiğini, ne var ki, tahmini 12 m2’lik kısmın yol olarak bırakıldığını açıklayarak bu kısmın adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı Hazine, dava konusu yerin köye ait umumi yol olduğunu bu gibi yerlerin Devlet'in hüküm ve tasarrufu altında bulunduğundan zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Davalı Köy Tüzel Kişiliğine dava dilekçesi yöntemine uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen duruşmalara katılmamış ve yanıt vermemiştir.Mahkemece, davacının davasının kabulüne, 5.7.2010 tarihli bilirkişi rapor ve krokisinde A harfiyle gösterilen 30.16 m2’lik yer ile D harfiyle özgülenen 47.50 m2’lik kısmın davacı adına kayıtlı dava dışı 211 ada 1 sayılı parselle birleştirilerek tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.Hüküm, süresi içerisinde Hazine vekili tarafından dilekçesinde yazılı sebeplerle temyiz edilmiştir.Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; davacının nizasız, 211 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tutanağı getirilmiştir. 1708.88 m2 olarak, kargir ev ve tarla niteliğiyle, senetsizden, 01.10.2007 tarihinde tespitinin yapıldığı, itirazsız olarak 25.12.2007 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Çap kaydı halen davacı uhdesindedir. Eldeki dava harcı alınmak suretiyle 01.03.2010 tarihinde açılmıştır. Mahallinde keşif yapılmış, yerel bilirkişi ile davacı tanıkları ve kadastro bilirkişisi dinlenmiştir. Takdiri delil niteliğindeki bu kişiler nizalı yerin davacıya ait olduğunu söylemişlerdir. Teknik bilirkişiler karara esas alınan 05.07.2010 tarihli 1/500 ölçekli kroki ve raporlarını dosyaya sunmuşlardır. Ziraat bilirkişi raporu dosyadadır. Açıklanan olgular tarafların ve Mahkemenin kabulündedir. kadastro çalışmalarında paftasında yol olarak bırakılan yerin umumi yol olup olmadığı ve paftasında gösterilmeden önce davacının zilyetliği altında bulunup bulunmadığında toplanmaktadır. Dairenin yerleşmiş içtihatlarına göre paftasında yol olarak gösterilen böyle bir yerin tespit öncesi zilyetlik nedeniyle tescil için makul süre içerisinde davanın açılması gerekir. Somut olayda, davacının nizasız parselinin tespiti 01.10.2007 tarihinde yapılmıştır. Eldeki dava makul süre geçirildikten sonra 01.03.2010 tarihinde açılmıştır. Tespit sonrası sebepler için ise tespit harici bırakılma tarihinden itibaren dava tarihine kadar 20 yıllık sürenin davasız ve aralıksız tamamlanması gerekir. Somut olayda 20 yıllık süre dolmamıştır. Hal böyle olunca, iş bu davanın yukarıda açıklanan her iki sebep nedeniyle reddi gerekirken, maddi olgu ve hukuki tavsifte yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan sebeplerle yerindedir. Kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.