Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 666 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1879 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/11/2012NUMARASI : 2011/398-2012/553Hazine ile H.. Ş.. ve K.. K.. aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 22.11.2012 gün ve 398/553 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı H.. Ş.. vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı Hazine vekili, dava dilekçesinde sınırlarını belirttiği Şanlıurfa İli, Merkez K. Köyü'nde bulunan taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığını, davalı H.. Ş.. tarafından aynı taşınmaz hakkında daha evvel Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tescil davası açıldığını, ancak Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini açıklayarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca taşınmazın davacı Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalılardan K.. K.. usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş, diğer davalı H.. Ş.. vekili, dava konusu taşınmazın 50 dönüme yakın bağ ve fıstıklık vasfında olduğunu, taşınmazın vekil edenine ait olduğunu, bu hususun Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/61 Esas sayılı dosyasında ispatlandığını, ancak o dosyada davacı sıfatında olan vekil edeninin davayı takip etmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini belirterek davanın reddiyle taşınmazın vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece davanın kabulüyle, fen bilirkişinin 05.10.2012 tarihli raporunda (A) harfiyle gösterilen 42.180 m2'lik taşınmazın davacı Hazine adına tesciline karar verilmiştir.Hüküm, davalı H.. Ş.. vekili tarafından dilekçesinde yazılı nedenlerle temyiz edilmiştir.Dava, TMK'nun 713/1 maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 18. maddesine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; dava konusu taşınmaz hakkında işbu dosyanın davalısı H.. Ş.. tarafından daha evvel Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/61 Esas ve 2006/31 Karar sayılı dosyasında açılan tescil davasında Mahkemece davanın kabulüyle, 42.180 m2'lik taşınmazın davacı H.. Ş.. adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 21.06.2007 tarih ve 2007/3713-3945 sayılı kararıyla bozulmuş, bozmadan sonra davanın takipsiz bırakılması nedeniyle Mahkemece 10.05.2011 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Yargıtay 8.Hukuk Dairesi'nin 21.06.2007 tarihli kararında belirtildiği gibi bir arazinin kullanım süresi ve niteliğinin en uygun belirlenmesi yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastrodan sonraki geçmiş yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit dışı bırakılma tarihi olan 1975 tarihinden sonra ve dava tarihine göre 20 – 30 yıl öncesine ait 1/20000 veya 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Ayrıca, iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelenirse arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabileceği bilinmelidir. Mahkemece uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır. Hal böyle olunca, Mahkemece yapılacak iş; tespit tarihine göre 20–30 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı'ndan getirtilerek dosya arasına konulması, HMK'nun 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulması, yeniden yapılacak keşifte ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi veya fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle açıklanan hava fotoğrafları ve dava konusu taşınmazın çevresinde bulunan parsellerden 576 ve 406 parsellere uygulanan Ocak 1965 tarih 12, Eylül 1970 tarih 3 sıra numaralı ve Ağustos 1962 tarih 123 sıra numaralı tapu kayıtları getirtilip mahallinde yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişilerden istifade edilerek uygulamasının yapılması, dava konusu taşınmaz bölümünü ne şekilde gösterdiği üzerinde durulması gerekir. Yine komşu 405 ve 577 parsellere ait kadastro tutanakları ve varsa dayanak belgeleriyle birlikte getirtilip mahallinde uygulanması, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK'nun 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK'nun 261. maddesi uyarınca yüzleştirilmek suretiyle aykırılığın giderilmesi, beyanlarının ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerinin başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlendikten sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekir.Mahkemece, bu eksiklikler yerine getirilmeksizin yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Davalı H.. Ş.. vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK. m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı H.. Ş..'e iadesine, 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.