Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6652 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19622 - Esas Yıl 2013





İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İstihkakYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, ..... İcra Müdürlüğü'nün 2011/2774 ve 2011/2776 takip esas sayılı dosyalarında S.S .............. Kooperatifi aleyhine yapılan takiplerde 11.10.2011 tarihinde kooperatifin yokluğunda haciz işlemi gerçekleştirildiğini, haciz üzerine gönderilen davet kağıdı sonrası Kooperatif başkanı .... ..... 'un haczedilen malların Dev Maden Sen'e ait olduğunu 27.10.2011 tarihinde bildirdiğini, istihkak iddiasına alacaklı tarafça itiraz edildiğini, Mahkemece 2012/3 ve 2012 /4 Değişik iş esası ile istihkak iddiasının reddine ve takibin devamına karar verildiğini, Kooperatif ile müvekkili arasında yapılan 14.12.2005 tarihli Malzeme Devir Sözleşmesi gereği malların kullanımının Kooperatife, mülkiyetinin Sendikaya ait olduğunu, 2011/2774 takip esaslı dosyada haczedilen bir süt sağım ünitesi, süt pompalama motoru ile 2011/2776 takip esaslı dosyada haczedilen süt soğutma tankının Sendikaya ait olduğunu iddia ederek istihkak davasının kabulü ile dava konusu menkuller üzerindeki haczin kaldırılmasını ve alacaklının %40 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı alacaklı vekili, yetkili ve görevli mahkemenin sendika merkezinin bulunduğu Ankara Mahkemeleri olduğunu, davanın zamanında açılmadığını, geçerli sözleşme olmadığını, genel kurul tarafından malların satılması için karar alındığını, malların bakım ve gözetiminin yapılmadığını, atılan imzalardan sözleşmenin geçerli olup olmadığının belli olmadığını, sözleşmenin mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi olarak kabul edildiğinde resmi şekle tabi olduğunu, kooperatif adına tek imza ile sözleşmenin imzalandığını, demirbaş listesine girdi çıktının usulüne uygun olmadığını, onaylı belge fatura olmadığını, beyan ile davanın reddini karşı tarafın %40 tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı Kooperatife usulune uygun tebligat yapılmış ancak davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacı Sendikanın malzemeleri malzeme devir sözleşmesi kapsamında Kooperatife devrettiği, ancak Kooperatifçe malzemelerin kullanım amacı doğrultusunda kullanılmadığı gerekçesiyle 26.10.2011 tarihinde sözleşmenin feshedildiği ve mülkiyetinin Kooperatife geçtiği, davalı alacaklının Kooperatifin eski başkanı olması nedeniyle malların mülkiyetinin aidiyetini bilebileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile Tavşanlı Icra Müdürlüğü'nün 2011/2774 takip esaslı dosyasında haczedilen bir süt sağım ünitesi, süt pompalama motoru ile 2011/2776 takip esaslı dosyasında haczedilen süt soğutma tankına ilişkin hacizlerin kaldırılmasına, davalının kötüniyetli olduğu kanaatine varıldığından hacizli malların toplam değeri olan 5000 TL nin %15'i kadar tazminata mahkum edilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı alacaklı vekili temyiz etmiştir. Uyuşmazlık, 3. Kişinin İİK'nun 96 vd maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.1-Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 294 ve devamı (Mülga HUMK’nun 382 ve devamı) maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması, tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi esastır. Bu nedenle hükmün, açık, anlaşılır, infaz edilebilir şekilde tesis edilmesi ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın, kısa karara uygun olması gerekmektedir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına güven sarsılmış olacaktır. Hatta, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas 1992/4 sayılı kararında da kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni sayılacağı içtihat edilmiştir.Somut olayda Mahkemece, kısa kararda “davanın kabulüne” biçiminde hüküm tesis edilmiş olmasına rağmen gerekçeli kararda, kısa karara aykırı olacak şekilde ayrıca davalı alacaklı aleyhine, hacizli malların toplam değerinin %15'i kadar kötüniyet tazminatının davalı alacaklıdan alınıp davacıya verilmesi yönünde hüküm kurulmuştur. Bu durum karşısında, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılmaması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.