MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Muhdesat TespitiTaraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı vekili, taraflar adına kayıtlı ve ortaklığın giderilmesi davasına konu edilen ... nolu parsel üzerindeki ev, sera ve ağaçların davacı tarafından meydana getirildiğini beyanla anılan muhdesatların davacıya aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir.Davalılardan ..., ..., ...,..., Münevver Köse, ..., ..., ... ve ... davayı kabul ettiklerini beyan etmiş, diğer davalılar herhangi bir beyanda bulunmamıştır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönlerinden temyiz edilmiştir.Dava muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.Dava konusu muhdesatların üzerinde bulunduğu ...parsel sayılı taşınmaz davacı ile davalılar adına elbirliği mülkiyet şeklinde tapuda kayıtlıdır. Davanın konusu (müddeabih) ise davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeridir(zemin bedeli hariç). Buna göre, yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 s.lı HMK'nun 326/2. mad. uyarınca yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinden her bir davalının tapu payları oranında sorumlu tutulmaları gerekir. Bundan ayrı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 312/2 maddesi uyarınca davalı, davanın açılmasına kendi hal ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise, yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez. Somut olayda, Mahkemece, dava kabul edildiği halde yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması, karar ve ilam harcının davacıya yükletilmesi ile davacı kendisini vekille temsil ettirdiği halde davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi doğru olmamıştır. Mahkemece bir kısım davalıların davayı kabul etmelerinin yargılama giderlerinden doğan sorumluluklarına etkisi üzerinde durulması ve dava değeri ile tarafların payları gözönünde bulundurularak harç ve yargılama giderlerinin sorumlu olan davalılara yükletilmesi, kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 24.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.