Meliha ile Emine ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair (Uşak İkinci Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 10.05.2005 gün ve 18/155 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:Davacı vekili, davalıların ortak miras bırakanı Ali'den kalan 688 parseldeki miras paylarını vekil edenine satıp devrettiklerini ileri sürürek tapu kaydının iptaliyle tesciline karar verilmesini istemiştir.Yargılama oturumuna katılan davalı Remzi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, 22.12.1962 tarihinde tapuya tescil edilen 688 parselin, kadastro tespitinden önceki sebebe dayanarak tapu kaydının iptalini isteme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu 688 parsel 22.12.1962 tarihinde kadastro (tapulama) yoluyla davacı ile bazı davalılar ve bir bölüm davalıların miras bırakanları adına paylı mülkiyet esasına göre tespit ve tapuya tescil edilmiştir. Pek açık olmamakla birlikte mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi hükmü gözönünde tutularak davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Davacı vekili, miras paylarının devri sebebine dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Miras payının devrine ilişkin "ibra (anlaşma) sözleşme-sidir" başlıklı tarihsiz belge, 1957 yılında ölen ortak miras bırakan Ali mirasçılarının mevkii ve sınırları belirtilen taşınmazdaki miras paylarını satmak ve kiraya vermek üzere bir kısım davalıların miras bırakanı Hakkı'ya verilen yetkiyi kapsamaktadır. Davacı vekilinin dayandığı bu belge içeriği itibariyle miras payının devri sözleşmesi niteliğinde değildir. Mirasçılardan Hakkı'ya satış yapma yetkisini veren içeren bir belgedir. TMK.nun 677. maddesi hükmü uyarınca yazılı olmak koşuluyla bir mirasçının payını diğer mirasçıya devri geçerlidir. Anılan hüküm karşısında miras payının devrine ilişkin iddiaların yazılı belge ile kanıtlanması zorunludur. Ancak, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15. maddesinin 3. fıkrasında, elbirliği mülkiyette iştirakçilerin belirli bir taşınmazdaki paylarını tapulu taşınmazlarda yazılı, tapusuz taşınmazda diğer iştirakçilere (mirasçılara) devir ve temlikinin her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir. Kadastro tutanağı dosya arasında bulunmadığı için taşınmazın öncesi itibariyle tapulu veya tapusuz olduğu anlaşılmamaktadır. Ne var ki, dava konusu parsel 22.12.1962 tarihinde kadastro (tapulama) yoluyla tapuya tescil edildiği için tespitten önceki miras payının devrine ilişkin dava yönünden hak düşürücü süre gerçekleşmiş olmakladır. Mahkemece, tespitten önceki sebep bakımından davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmaktadır.Miras payının tespitten sonra devri meselesine gelince; az önce de açıklandığı üzere davacı vekilinin dayandığı belge miras payının devri sözleşmesi niteliğinde değildir. Kaldı ki, bu belge miras payının devrine ilişkin sözleşme niteliğinde kabul edilse bile, dava konusu parsel paylı mülkiyet esasına göre taraflar adına tapuya tescil edilmiştir. Paylı mülkiyet şeklinde tapuda kayıtlı bulunan bir yerin satış ve devrinin resmi şekilde yapılması gerekir. Başka bir anlatımla tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın devri Tapu Sicil Müdürlüğü önünde resmi şekilde yapılmadığı sürece geçerli bir sonuç doğurmaz. Diğer yönden miras payının devrine ilişkin TMK.nun 677. maddesinin paylı mülkiyet şeklinde tapuya tescil edilmiş yerler hakkında uygulama kabiliyeti de bulunmamaktadır. Ali mirasçıları paylarını tespitten sonraki evrede devretmişlerse resmi şekle uyulmaması nedeniyle bu devir geçerli olmayacaktır. Mahkemece, davacı tarafın dayandığı belgenin tarihi araştırılmaksızın sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması tespitten sonraki sebep bakımından doğru değil ise de, hüküm redde ilişkin olup yukarıda açıklanan gerekçe karşısında sonucu itibariyle doğru olmaktadır.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün (ONANMASINA), 06.10.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.