Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 644 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 25457 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Haricen satışa ve zilyetliğe dayalı tapu iptal ve tescilTaraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.KARARDavacı, yargılama sırasında tekrar ettiği dilekçesinde, 1289 tarih ve 166 sayılı tapu kaydı kapsamındaki taşınmazın dedesi ... oğlu ...'e ait olduğunu, babası ...'nın, davalının murisi ...'ın hissesini 20.07.1972 tarih ve 3323 yevmiye nolu zilyetlik devir sözleşmesiyle satın ve devraldığını, daha sonra babası tarafından da 21.04.1973 tarih ve ... yevmiye nolu devir senedi ile bu hissenin kendisine satılıp devredildiğini, o tarihten beri kendisinin zilyetlik ve tasarrufunda olduğunu, ne varki davalının murisi ...'ın tapuya müracat ederek 36/270 payı kendi adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, haricen satın alınan davalı ... oğlu ... adına kayıtlı payın iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş ve dava dilekçesi ekinde Temmuz 1977 tarih ve 23 sıra numaralı tapu kayıt suretini sunmuştur. Davalı ... 15.09.2010 tarihli duruşmada; kadastro geçmeden yer veremeyeceğini beyan etmiştir. Mahkemece, tapuda kayıtlı taşınmazın zilyetlik devir sözleşmesi ile devredilemeyeceği, tescili istenen taşınmazın dayanak tapu kapsamında kalıp kalmadığının belirlenemediği, yeniden keşfin yapılamadığı, davacının mevcut delillere göre karar verilmesini talep ettiği, dosyanın mevcut durumuna göre ise subut bulmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. 1-Kural olarak tapu iptal/terkin-tescil davalarında, dava kayıt malikine, kayıt maliki ölmüş ise, saptanacak mirasçılarına yöneltilerek açılır. Somut olayda; dava ... adına kayıtlı payın iptali istemi ile açılmış olup başlangıçta husumet ... mirasçısı olduğu belirtilen ...'a yöneltilmiş, yargılama sırasında ...'ın ölümü ile ... mirasçıları davaya dahil edilmiştir. Ancak dosya kapsamından iptali istenen 36/270 pay sahibi ...'ın ... dışında başkaca mirasçısının bulunup bulunmadığı var ise davada taraf sıfatını alıp almadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece öncelikle, ...'a ait veraset ilamının dosyaya ibrazı için davacı tarafa süre ve imkan tanınarak taraf teşkilinin denetlenmesi gerekir. 2- Dava, tapulu taşınmazın harici satış nedeniyle iptal ve tesciline ilişkindir. Dosya kapsamında bulunan kadastro müdürlüğünün karşılık yazısına göre, dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde kadastro çalışması yapılmamıştır ancak, tescili istenen taşınmazın bulunduğu köy kadastro bölgesidir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Zilyetlik hukuksal nedenine dayanan tapu iptal ve tescil davaları resen araştırılması gereken davalardan olmamakla birlikte keşif mahkemece resen başvurulabilen delillerdendir. Başka bir anlatımla, taraflar talepte bulunmasa bile mahkeme hakimince davanın aydınlatılması görevi çerçevesinde (6100 sayılı H.M.K 31. madde) resen keşif yapılmasına karar verilebilir. Nitekim, mahkemece, yapılan keşfin hüküm kurmaya elverişli olmadığı kanaatine varılarak 20.03.2013 tarihli oturumda yeniden keşif yapılmasına karar verilmiş ve eksik kalan 500-TL keşif giderinin davacı tarafça yatırılması istenmiş, davacı tarafça aynı tarihte keşif gideri yatırılmıştır. Ancak avukat aracılığı ile davayı takip etmeyip bizzat davayı takip eden davacı asilin “mevcut delillere göre karar verilesini talep ederim” şeklindeki 26.06.2013 tarihli yargılama oturumundaki beyanı ve dosya içeriğine göre yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Mahkemece yapılması gereken iş, dayanak Temmuz 1977 tarih 23 sıra nolu 1838 m2 yüz ölçümündeki tapu kaydının, ilk tesisinden itibaren tüm kayıtlarının varsa tedavüllere esas belgeler ile birlikte son kayda kadar atlanmaksızın getirtilmesi, teknik ve konusunun uzmanı bilirkişiler aracılığı ile taşınmazın başında yapılacak keşifte, dayanak tapu kaydının ve noter satış senetlerinin zemine uygulanması, taraf tanıklarının dinlenmesi, dava konusu taşınmazın dayanak tapu ve satış senetleri kapsamında kalıp kalmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, bundan sonra kimin zilyetliğinde bulunduğunun kimden kime ne zaman ve ne şekilde devredildiğinin sorularak belirlenmesi, tanık beyanları arasında çelişki bulunması halinde giderilmeye çalışılması, ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillere göre bir karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususların gözardı edilerek yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 23.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.