MAHKEMESİ : İstanbul 16. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 01/02/2013NUMARASI : 2013/92-2013/126Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Şikayetçi vekili müvekkili K. J.'in 08/08/2012 tarihinde satmış olduğu C. S. A. adlı gemi hakkında gemi adamı alacağı olması dolayısı ile kanuni rehin hakkını kullanarak takip başlatıldığını, ödeme emrinin borçlu gösterilen K. J.'e değil C. S. G. Y. ve Gemi Acentalığı'na tebliğ edildiğini, kanuni rehin hakkının her hangi bir belgeye dayandırılmadığını, ödeme emrinin yetkili olmayan acenteya tebliğ edildiğini, alacaklı kaptanın Knut Jacobsen ile aralarında ibralaşmış olmaları nedeniyle haksız takibin ve ödeme emrinin iptali ile rehin hakkına ve borca itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, alacaklıya şikayet dilekçesi tebliğ edilmeksizin 01.02.2013 tarihinde dosya üzerinden inceleme yapılarak, TTK'nun 1380/1 maddesinde "Gemi alacaklıları ile alacakları gemi üzerinde hapis hakkı ile temin edilmiş olan alacaklılar, ihtiyati haczi tamamlamak veya alacağı doğrudan takip etmek için taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilirler. Bu hüküm Türk ve yabancı bayraklı bütün gemilere uygulanır" hükmü gereği, kesinleşen taşınır rehninin paraya çevrilmesine dair takipte takibin ve ödeme emrinin iptali talebinin reddine karar verilmiştir.Her ne kadar İİK'nun 18/3. maddesi gereğince aksine hüküm bulunmayan hallerde duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de, anılan takdir yetkisi mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda mahkeme takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanmalıdır.O halde, Mahkemece, şikayetin niteliği itibariyle duruşma açılarak, taraf teşkili sağlandıktan ve varsa tarafların gösterecekleri deliller toplandıktan sonra şikayet hakkında karar verilmesi gerekirken evrak üzerinde ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle hükmün İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.