Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6290 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12247 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/01/2013NUMARASI : 2012/423-2013/10S.. T.. ve müşterekleri ile Hazine, A.. E.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 24.01.2013 gün ve 423/10 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARAR Davacılar vekili, dava konusu 819 ada parsel sayılı taşınmazın miras bırakanları H,,’den intikal ettiğini, taşınmazda pay malikleri olan M.., O.., A..ve H..’nin ölmüş olduklarını, 1944 yılından beri intikal yapılmadığını ve o tarihten beri zilyetliklerinde bulunduğunu açıklayarak taşınmazın tapusunun iptaliyle davacılar adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı Hazine vekili; on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunu, davada Hazine’nin husumetinin bulunmadığını, davanın kayıt maliklerine yöneltilmesi gerektiğini, şayet yapılan inceleme ve araştırma sonucunda kazandırıcı zamanaşımı ile mülk edinme koşullarının oluşmadığı kanaatına varılması durumunda TMK'nun 501. maddesi gereğince taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Kayıt maliklerine atanan Kayyım vekili ise, TMK'nun 713/2 maddesinde belirtilen ölüm sebebinin iptal edildiğini, davacılar yararına kazanma ko??ullarının oluşmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, Hazine'ye karşı açılan davanın, tapu kayıtlarına göre Hazine'nin malik sıfatı olmadığından husumet yokluğundan reddine, diğer davalılara karşı açılan davanın TMK'nun 713/2. maddesine göre kayıt maliklerinin mirasçılarına karşı açılması gerektiğinden, eldeki davada ölü maliklere karşı açılmakla dava şartı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu 819 ada parsel kadastro çalışmaları sonucunda 26.12.1941 tarihinde O.., M.., H.. Ş.. ve A.. E.. adlarına paylı olarak tescil edilmiştir. Tapu kaydı dava tarihine kadar intikal görmemiştir. Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Davacılar TMK'nun 713/2 maddesindeki ölüm sebebine dayanmışlardır. Kayıt malikinin mirasçıları usulüne uygun olarak belirlenip taraf teşkili de sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.Dava TMK'nun 713/2. maddesine dayalı mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Kural olarak, tapu iptali ve tescil davalarında dava, kayıt malikine, kayıt maliki ölmüş ise, saptanacak mirasçılarına yöneltilerek açılır. TMK'nun 713/2. maddesi uyarınca açılan tapu iptali ve tescil davalarında, taraf teşkilinin yargılama sırasında yerine getirilmesi mümkündür. Çünkü bu tür davalar kamu düzeni ağırlıklı davalar olup, bir bakıma re’sen araştırma ve inceleme ilkesine tabi bulunmaktadırlar. Ne var ki eldeki davada taraf teşkili sağlanmamış ve deliller de toplanmamıştır. Bu halde mahkemece, kayıt malikleri O.., M.., H.. Ş.. ve A.. E..’a ait Hazine hasım gösterilmek suretiyle veraset belgesi temin edilerek kayıt maliklerinin kimliğinin tespit edilmesi, kayıt maliklerinin ölü olduğunun saptanması halinde mirasçılarına davanın yöneltilmesi, dayanılan hukuki nedene göre taraflara delillerini sunmak üzere süre ve imkan verilmesi, taraf teşkili bu şekilde sağlandıktan sonra TMK'nun 713/1. ve 2. fıkralarında yer alan tüm olumlu ve olumsuz koşulların saptanması; kayıt maliki mirasçı bırakmadan ölmüş ise, murisin terekesi TMK'nun 501. maddesi gereğince doğrudan ve kanunlar gereği Hazine'ye intikal edeceğinden bu tür taşınmazların kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilmesinin mümkün olmadığının düşünülmesi (Hazine'ye kanunlar gereği intikal eden veya edecek taşınmazlar; 1-Padişah malları 2-Mirasçı bakımından ölen kişinin terekesi 3-Kaçak ve yitik şahısların malları, 3402 sayılı Kanun'un 18. maddesi ve 766 sayılı TK'nun m. 33/son fıkrası), ve Hazine'nin hukuki yararının bulunması sebebiyle davada taraf sıfatının bulunduğunun düşünülmesi, ondan sonra tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan ve Hazine yönünden de husumetin bulunmadığı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 388/4., (HMK m. 297/ç) ve 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire İlamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine ve 24,030 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.