Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6215 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17001 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Adana 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 07/06/2013NUMARASI : 2013/281-2013/406Alacaklı vekili İcra Mahkemesine başvurusunda; borçlu şirketin vekil edeni alacaklı şirketten kullandığı taşıt kredisinden kaynaklanan borcunu ödememesi üzerine davalı borçlu şirket aleyhine Adana 8. İcra Müdürlüğü'nün 2012/10771 esas sayılı takip dosyası ile rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibi başlattıklarını ve alacaklı şirkete rehinli araçların trafik kayıtlarına rehnin paraya çevrilmesi ve yakalama şerhlerinin işlendiğini, borçlu şirket tarafından Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/62 esas sayılı dosyası ile açılan iflasın ertelenmesi davasında anılan Mahkemece araçlar üzerindeki hacizler baki kalmak kaydıyla uygulanan ve uygulanacak yakalama tedbirlerinin araçlar davacı (borçlu) şirkete ait ise dava sonuna kadar kaldırılmasına karar verildiğini ve bu kararın icra dosyasına gönderilmesi üzerine İcra Müdürlüğü'nce rehinli araçlar üzerindeki yakalama şerhlerinin kaldırıldığını, İİK'nun 179/b-2. maddesi gereğince mevcut rehinle karşılanamayacak faizlerin teminatlandırılmasının ihtar edilerek bu vecibelerin yerine getirilmemesi halinde rehinli araçların tekrar muhafaza altına alınmalarına ve satılarak paraya çevrilmelerine karar verilmesini talep ettiklerini bu hususta borçlu şirkete muhtıra çıkarıldığını, borçlu şirket vekili tarafından muhtıranın iptali talebiyle İcra Müdürlüğüne başvuruda bulunulması üzerine İcra Müdürlüğü'nce 12.03.2013 tarihli satış ve muhafaza işlemlerinin borçlu şirket hakkında uygulanmamasına karar verildiğini, İcra Müdürlüğü işleminin usul ve yasaya aykırı olduğunu açıklayarak, İcra Müdürlüğü'nün 12.03.2013 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; eldeki uyuşmazlık bakımından İİK'nın 179/b-2. Maddesinin uygulanma koşulları olduğu gerekçesiyle, şikayetin kabulüne; İcra Müdürlüğü'nün 12.03.2013 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Hüküm, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.2004 sayılı İİK'nun 179/b. maddesinde, " Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez. Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticarî işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez. Bu durumda erteleme süresince işleyecek olup mevcut rehinle karşılanamayacak faizler teminatlandırılmak zorundadır. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir." düzenlemesi getirilmiştir.Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/62 Esas sayılı dosyasında 11.02.2013 tarihli tensip kararının 4. maddesinde belirtildiği üzere, erteleme talep eden şirket hakkında yapılmış ve yapılacak ( İİK'nın 206. maddesi 1. sırasında yazılı alacaklara ilişkin olanlar hariç olmak üzere 6183 sayılı Kanun'a dayalı olanları da kapsar şekilde ) hangi sebebe dayanırsa dayansın icra takipleri, haciz, ihtiyati haciz, tedbir ve İİK'nın 89/1. madde ihbarname uygulamaları devam etmek ve yeni icra takipleri yapılmasını engel olmamak koşuluyla tüm bu işlemlerden kaynaklanan muhafaza altına alma, tahliye ve satış işlemlerinin tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir.Somut olayda; henüz Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, iflasın ertelenmesi kararı değil, tensiple ihtiyati tedbir niteliğinde karar verilmiştir. Bu nedenle eldeki uyuşmazlıkta, İİK'nın 179/b-2. maddesinin uygulama imkanı bulunmamaktadır. Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/62 Esas sayılı dosyasından 11.02.2013 tarihinde tensip kararının 4. maddesinde verilen ihtiyati tedbir kararında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takipler bakımından bir ayrım yapılmaksızın tüm muhafaza altına alma ve satış işlemlerinin durdurulmasına karar verildiği de göz önüne alınarak, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, İİK'nın 179/b-2 maddesinin yorumunda hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, Mahkeme hükmünün yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 04.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.