MAHKEMESİ : ... 1. Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katılma AlacağıN.. U.. ile ... ... aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne dair ...1. Aile Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı N.. U.. vekili; evlilik birliği içerisinde edinilen dava dilekçesinde belirtmiş olduğu davalı adına kayıtlı bir adet taşınmaz, bir adet araç ve iki banka hesabındaki nakit para ile ilgili olarak mal rejiminin tasfiyesi ile artık değere katılma alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı ... ... vekili; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temiz edilmiştir.1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Dava konusu edilenlerden davalı adına kayıtlı taşınmaz hakkında temyiz itirazlarına gelince; Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının(TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. ..//..Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri esas alınır (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK 222. m).Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.Somut olaya gelince; eşler, ... tarihinde evlenmiş, ... tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 08.10.2012 kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu ... ada ... parsel nolu taşınmazdaki 2/3 hisse eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu ... tarihinde satış suretiyle pay temliki ile davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m). Mahkemece; davalı adına kayıtlı taşınmazın evlilik birliği içerisinde edinilen 19/30 hissesinin edinme tarihi itibariyle davalının edinilmiş malı olduğu, ve davacının bu hissenin değerinin yarısı olan 19.495,55 TL katılma alacağı olduğu gerekçesi ile hüküm tesis edilmiş ise de; tüm dosya kapsamı ve delillerin incelenmesinden taşınmaz ile ilgili değer tespitine ilişkin dosyada mevcut iki değer bilirkişi raopru arasında çelişki bulunduğu anlaşılmaktadır. Taşınmaz başında ... tarihinde yapılan keşif sonucu inşaat mühendisi bilirkişi tarafından tanzim edilen ... tarihli ve ... tarihinde yapılan keşif neticesinde inşaat mühendisi bilirkişi tarafından tanzim edilen 07.03.2013 tarihli değer raporlarının incelenmesinde, her iki bilirkişinin değer bildirimlerinin farklı olduğu görülmektedir. Durum böyleyken, mahkemece her iki rapor arasındaki çelişki giderilmeksizin ... tarihli değer bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru olmamıştır.Mahkemece yapılması gereken iş; yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda değer konusunda mevcut çelişkiyi giderecek nitelikte, iki inşaat mühendisi, bir mülk bilirkişisi seçimi suretiyle taşınmaz başında yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması ve verilecek karar tarihine en yakın tarihteki taşınmazın sürüm değerinin tespit edilmesi gerekirse hesap bilirkişi incelemesi de yaptırılıp-ilk verilen hüküm ile davacı yararına oluşan usuli kazanılmış haklarda gözetilerek-gerçekleşecek sonuca göre karar verilmesi olmalıdır. Hükmün açıklanan bu sebeplerle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 521,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 20.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.