Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5933 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2346 - Esas Yıl 2014





İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İstihkakYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:KARARDavacı üçüncü kişi vekili, ........Müdürlüğü’nün 2013/4450 sayılı Takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, ..... İcra Müdürlüğü’nün 2013/168 sayılı Talimat dosyasında yapılan hacze konu menkullerin aradaki taşeron sözleşmesi uyarınca işlenmek üzere borçluya bırakıldığını bu sırada haczin yapıldığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı alacaklı vekili, haczin borçlunun adresinde yapıldığını, mahcuzların iştigal alanı ile uyumlu olduğunu, sunulan delillerin istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli olmadığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece toplanan delillere göre: dava konusu haczin borçlu şirketin adresinde yapıldığı, sunulan sözleşme ve faturalara göre mahcuzların üçüncü kişiye ait olduğu, aradaki taşeron sözleşmesi uyarınca işlenmek üzere borçluya gönderildiği, iki şirketin arasında organik bağ bulunmadığı, mülkiyet karinesinin borçlu yararına kabul edilemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1.Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.Bu dava dosyası ile aşkın haciz iddiasına yönelik şikâyet başvurusu birleştirilerek yargılamaya istihkak davası üzerinden devam edilmiştir.Üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında takip alacaklısı yasal hasım olmakla birlikte, takip borçlusunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise ve duruşmalara dâhil edilmesi işin esasına etki etmeyecekse davada taraf olarak gösterilmesi gerekli değildir. Yargıtay’ın ve Dairemiz'in istikrar kazanan uygulaması da bu yöndedir. Somut olaya gelince, takip borçlusu istihkak davasında taraf olarak gösterilmemiştir. Eldeki takip dosyası evrakı içinde üçüncü kişinin istihkak iddiası ile ilgili yasal prosedürün uygulanıp uygulanmadığı anlaşılamamaktadır. Dolayısıyla borçlunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenememekte ve denetlenememektedir. Bu koşullarda yapılması gereken iş, İcra Müdürlüğü’nden İİK’nun 96/2. maddesindeki prosedürün uygulanıp uygulanmadığını ve borçlunun istihkak iddiasına itiraz edip etmediğini araştırmak olmalıdır. Borçlu istihkak iddiasından haberdar edilmemiş ya da edilip de karşı çıkmışsa bu kez davaya dâhil edilerek öncelikle taraf teşkilinin sağlanarak, kendisine davayı takip ederek delillerini sunma, 6100 sayılı HMK’nun 321. maddesine uygun biçimde davaya ilişkin son diyeceklerini de bildirme olanağının tanınması gerekir.Bu durum Anayasa’nın 36. maddesi ile teminat altına alınan ve 18.05.1954 tarihinde ana metnini imzalayıp, 25.09.1989 tarih, 89/14563 sayılı kararnameyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bağlayıcı yetkisini tanıyan Ülkemizde de kazanmış bulunan AİHS’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının da bir gereğidir.Belirtilen tüm bu hususlar dikkate alınmadan yazılı biçimde karar verilmesi isabetli değildir.Kabule göre de; icra takip dosyasının getirtilip iade edildiği takdirde bir örneğinin dosya içinde tutulup denetime elverişli şekilde bulundurulmaması eksiklik olarak görülmüştür.2.Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir. Davalı alacaklı vekilinin yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 13.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.