Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5855 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16962 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 23/05/2013NUMARASI : 2011/1451-2013/393Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:K A R A RAlacaklı tarafından borçlu aleyhine ilama dayalı olarak başlatılan takipte, borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; icra emrinin vekil değil asile tebliğ edildiğini, dosya borcunun yanlış hesaplandığını, çünkü müşterek çocuğun reşit olması nedeniyle nafaka alacağının sona erdiğini, davalı annesinin takip yapma hakkının olmadığını açıklayarak, takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, tebligat usulsüzlüğü şikayetininin, öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmadığı gerekçesiyle şikayetin redddine karar verilmesi üzerine; hüküm, şikayetçi borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11, Avukatlık Kanunu'nun 41 ve HMK'nun 73, 81, 82 ve 83. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur.Somut olayda, takip dayanağı ilamda borçlunun vekil ile temsil edilmesi nedeniyle icra takibinde tebliğ işlemlerinin adı geçenin vekiline yapılması gerekmektedir. Ancak, icra emrinin borçlu asile tebliğ edilmesinden sonra, borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurarak, tebligatın asile gönderildiğinden bahisle, icra emrinin iptali istemi yanında, takibin esası ile ilgili itiraz ve şikayetlerini de ileri sürdüğü görüldüğünden, adı geçenin tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle icra emrinin iptalini talep etmesinde hukuki yararı kalmamıştır.O halde, anılan diğer şikayet sebeplerinin ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olduğu ve süresiz incelenebileceği dikkate alınarak, bu itiraz ve şikayetlerin esasının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 01.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.