Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5736 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 6304 - Esas Yıl 2003





Emin ile Hazine ve K. .... Köyü Muhtarlığı aralarındaki zilyetliğin tespiti davasının kabulüne dair (Çarşıbaşı Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 16.6.2003 gün ve 20/119 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı vekili, dava dilekçesinde mevki ve sınırları yazılı, 40 seneden beri vekil edeni tarafından koşullarına uygun olarak tasarruf edilen taşınmazlar üzerinden Tedaş Müessese Müdürlüğü tarafından enerji nakil hattı geçirilmek suretiyle taşınmazlara elattığını, irtifak hakkı kurulması nedeniyle açılan tazminat davasında gözönünde tutulmak üzere vekil edeninin zilyetliğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine Temsilcisi, sebep açıklamaksızın davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı köy temsilcisi, dava konusu taşınmazların davacının zilyetliğinde bulunduğunu bildirmiştir. Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davacının zilyetliğinin tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine Temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapusuz taşınmaz üzerinde TEDAŞ tarafından geçirilen enerji nakil hattı nedeniyle zilyetliğinin tespiti isteğine ilişkindir. TEDAŞ'ın taşınmaz üzerinden nakil hattı geçirmesi irtifak hakkının kullanılması niteliğindedir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 4. maddesinde "Taşınmaz malın mülkiyetinin kamulaştırılması yerine amaç için yeterli olduğu takdirde taşınmaz malın belirli kesimi, yüksekliği, derinliği veya kaynak üzerinde kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı kurulabilir." denilmiştir. Anılan maddede kamulaştırma amacının gerçekleştirilmesi için yeterli olduğu takdirde taşınmaz malın mülkiyetinin kamulaştırılması yerine, kamulaştırma yoluyla irtifak hakkının kurulması öngörülmüştür, irtifak hakkının kurulması halinde taşınmazın mülkiyeti sahibinde kalmakta, irtifak hakkı ile sınırlı olarak mülkiyet hakkı, kullanma ve yararlanma devam etmektedir. Taşınmazın mülkiyeti irtifak hakkının kurulması sebebiyle kalkmadığı, mülkiyet hakkı devam ettiği için davacının mal sahibinin tescil hakkı bulunmaktadır. Kural olarak; eda davası açılması mümkün olan hallerde tespit davası dinlenilemez. Davacının eda davası niteliğinde bulunan tescil davası açma hakkı bulunduğu halde, tespit davası açmış olması anılan kurala uygun düşmemektedir. Mahkemece, bu yön gözönünde tutulmaksızın davacının isteğinin kabulüne yazılı şekilde zilyet olduğunun tespitine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Davalı Hazine Temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenle (BOZULMASINA), 23.9.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.