Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5641 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9836 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Gerede Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/12/2012NUMARASI : 2005/50-2012/611M.. Y.. ile M.. S.. aralarındaki tespit davasının kabulüne dair Gerede Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 06.12.2012 gün ve 50/611 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, davacının 426 parsel sayılı taşınmazın 1/30 luk payını taşınmaz üzerinde bulunan binadaki bir daireye karşılık olmak üzere davalıdan satın aldığını, tarafların kat mülkiyetine geçmeden önce dairenin belirlenip davacıya teslim edileceği hususunda anlaştıklarını, ancak bina tamamlanıp içinde oturulmasına rağmen henüz davacıya bir daire teslim edilmediğini açıklayarak davacıya verilmesi gereken dairenin tespitiyle davacıya teslimine karar verilmesini istemiştir.Davalı ve vekili, dava konusu taşınmazın 1/30'luk payının davalı tarafından davacıya satıldığını, davacıya güvenilerek tapuda devir işlemlerinin gerçekleştirildiğini, ancak davacının satış bedelinin bir kısmını henüz ödemediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Taraf vekilleri keşifteki beyanlarında ise; tarafların satışa konu dairenin binanın giriş katında bulunan sağ taraftaki ilk daire olduğu konusunda anlaştıklarını söylemişlerdir. Mahkemece, davacının 1998 yılında resmi senetle taşınmazın 1/30 payını satın aldığı ve parasını ödediği, bilirkişi raporuna göre binanın toplam değeri ile tarafların anlaştıkları dairenin değeri oranlandığında zemin sağ taraftaki dairenin değer olarak davacının arsa payına karşılık geldiği gerekçesiyle davanın kabulüyle zemin sağ taraftaki dairenin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından dilekçesinde yazılı nedenlerle temyiz edilmiştir.Tespit davasının dinlenebilmesi için en önemli koşul tespit isteyenin hukuki yararının bulunmasıdır. Eş söyleyişle tespit davasının dinlenebilmesi için tespit isteyenin hukuki yararının bulunması dava koşuludur. Kat irtifakı ya da kat mülkiyeti kurulmadığı sürece arz üzerindeki yapılar arzın mülkiyetine tabi olur. Davacı paylı mülkiyete konu taşınmazda (TMK 684. madde) 1/30 oranında pay sahibidir. Üzerindeki binada da aynı oranda hak sahibi olup (TMK 718. madde) binanın bir bölümü (1 daire) üzerinde tek başına tam mülkiyete sahip olduğu kabul edilemez. Dava konusu taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davası veya kamulaştırma davası bulunmadığına göre davacının temyize konu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Mahkemece açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 488,00 TL. peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 28.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.