Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 564 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21274 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Akçaabat Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/04/2012NUMARASI : 2011/517-2012/383S.. Y.. ve müşterekleri ile Hazine ve Y.. K.. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Akçaabat Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 24.04.2012 gün ve 517/383 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacılar vekili, 4721 sayılı TMK’nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14.maddesindeki kazandırıcı zamanaşımı nedenine dayanarak, kadastro çalışmalarında yol olarak tespit dışı bırakılan tapusuz taşınmazın vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı Y.. K.. temsilcisi, dava konusu taşınmazın davacılar tarafından uzun yıllardır kullanıldığını, Devlet ve Köy Tüzel Kişiliği'nce açılmış bir yol olmadığını, kadimden beri mezarlık alanı olarak ayrılmış çayırlık vasfında bir yer olduğunu beyan etmiştir.Davalı Hazine, usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmamış ve yargılama oturumlarına katılmamıştır.Mahkemece, davacılar yararına zilyetlik yoluyla kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne; fen bilirkişileri tarafından hazırlanan 11/01/2012 tarihli raporda A harfi ile gösterilen 145,07 m2'lik alanın yoldan terkinine, 146 adanın son parsel numarasına yeni bir parsel numarası verilerek yeni parsel oluşturulmasına ve davacılar adına bu parselin eşit hisselerle tapuya tesciline karar verilmiştir.Hüküm, süresi içerisinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.Bilindiği üzere ve kural olarak; kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan bir yer için tespit öncesi zilyetlik hukuksal nedenine dayanılması halinde tespit dışı bırakılma tarihinden, davanın açıldığı tarihe kadar makul sürenin kaçırılmaması gerekir. Tespit sonrası imar-ihya ve zilyetlik nedenlerine dayalı tescil isteklerinde ise, tespit dışı bırakıldığı tarihten davanın açıldığı tarihe kadar, öncelikle imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren yirmi yıllık sürenin aralıksız-çekişmesiz davacı yararına gerçekleşmesi zorunludur. Yine, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde açıklanan 10 yıllık hak düşürücü süre;kadastro tutanağı düzenlenen yerlerle ilgili olup, tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava açılamayacağına ilişkindir. Somut olaya gelince; uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmediğine göre, eldeki davada 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinin yukarıda açıklandığı üzere uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Davaya konu taşınmaza komşu 146 ada 148 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti 18.07.2007 tarihinde yapılmıştır. Eldeki dava 07.06.2011 tarihinde açılmıştır. Bu durumda, Daire'nin kararlılık kazanmış içtihatlarına göre tespit öncesi neden için makul süre geçmiştir. Tespit sonrası neden için ise yirmi yıllık süre dolmamıştır. Açıklanan ilkeler gözönünde tutularak davanın belirtilen nedenlerle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle usul ve kanuna aykırı görülen yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-2 bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 17.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.