Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 563 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19672 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Birecik Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 21/06/2012NUMARASI : 2012/15-2012/417R.. I.. ile Hazine ve U. Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kısmen reddine ve kısmen kabulüne dair Birecik Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 21.06.2012 gün ve 15/417 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A RDavacı, dava dilekçesinde köyü, mevkii ve sınırlarını belirttiği ve dilekçe ekindeki 1/5000 ölçekli krokilerde de haritasını sunduğu birisi 5942.68 m2 büyüklükte olan bahçe, diğeri 51985.98 m2 alanlı fıstıklık ile ötekisi 27232.96 m2 olan taşınmazları 30 yılı aşkın süreden beri önceden babası, sonrada kendisi tarafından imar ve ihya edilerek tarım arazisi haline getirildiğini açıklayarak bu yerlerin adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Davalı Uğurcuk Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmamış, yargılama oturumlarına katılmamıştır.Mahkemece, bozma ilamına uyularak imar-ihya ve kazanma koşulları oluştuğu görüşünden hareketle davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine, 05.03.2012 tarihli teknik bilirkişi raporu ve rapora ekli krokide A harfi ile işaretli olan yerin 41.985,98 m2 kısmının, B harfi ile işaretli olan 27.232.96 m2 ve C harfi ile işaretli olan 5.942,68 m2 yüzölçümüne sahip tapulama harici taşınmazların davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, A harfi ile işaretli yerin 10.000 m2'lik kısmına ilişkin açılan davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün kabule ilişkin bölümleri davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; çekişme konusu taşınmazların 1976 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 766 sayılı Tapulama Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca tespit dışı bırakıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, bozma ilamına uyularak imar-ihya ve zilyetlikle kazanma koşulları gerçekleştiği görüşünden hareketle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyleki, bozma ilamında, dava tarihinden geriye doğru 20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları uzman bilirkişiler aracılığıyla uygulanarak taşınmazın niteliğinin belirlenmesine çalışılması gerektiğine işaret edilmiştir. Bozmadan sonra hava fotoğrafı uygulaması yapan jeodezi ve fotogrametri mühendisi ile kadastro teknisyeni bilirkişilerin birlikte sundukları 05.03.2012 tarihli raporda dava konusu taşınmazların "boş arazi" olarak göründüğü açıklandığı halde; ziraatçi bilirkişi ile jeolog bilirkişi tarafından sunulan 18.06.2012 tarihli raporda davacı lehine kazanma koşullarının oluştuğu belirtilerek çelişki yaratılmıştır.Hal böyle olunca, öncelikle davanın açıldığı 05.07.2007 tarihinden geriye doğru en az 20-30 yıl öncesine ve iki ayrı zamana ait hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı'ndan getirtilerek dosyaya eklenmesi ve aynı yıllar arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların jeodezi ve fotogrametri uzmanı mühendis aracılığıyla zemine uygulanması, dosyada mevcut olan teknik bilirkişi raporları arasındaki yukarıda açıklanan çelişkinin giderilmesi, dava konusu taşınmazlarda imar ve ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise o tarihten sonra zilyetlik koşullarının davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin net bir şekilde belirlenmesi ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 17.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.