Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5582 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 2929 - Esas Yıl 2010





Osman ile Hazine aralarındaki tescil davasının reddine dair Anamur Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19.12.2008 gün ve 157/672 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: Davacı vekili, dava dilekçesinde mevkii ve sınırlarını açıkladığı taşınmazın kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya yoluyla vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili, taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında taşlık, çalılık ve hali arazi niteliğiyle tespit dışı bırakıldığını, zilyetlikle kazanılması mümkün olmayan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddine, dava konusu taşınmazın TMK.nun 713/6. madde ve fıkrası gereğince Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından Hazinenin tescil isteği olduğu gerekçe-siyle temyiz edilmiştir. Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir. Uyuşmazlık konusu taşınmaz dava dilekçesi kapsamına göre imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğu belirlenmiştir. Hazine cevap dilekçesinde taşınmazın taşlık, çalılık ve hali arazi niteliğinde bulunduğunu bildirmiş teknik bilirkişi ve arkadaşları da 04.08.2008 tarihli raporlarında tescili istenen taşınmazın taşlık ve çalılarla kaplı dik yamaç niteliğinde bulunduğunu açıklamışlardır. Taşınmazın bu niteliğine göre 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerekir. Bu bakımdan imar ve ihyanın tüm olumlu ve olumsuz koşullarının araştırılıp belirlenmesi zorunludur. Ancak Hazine mülkiyet hakkı sahibi bulunduğundan Hazine açısından imar ve ihya koşulunun oluşup oluşmadığı hususu aranmamaktadır. Davalı Hazine vekili, 4721 sayılı TMK.nun 713/6 fıkrası gereğince tescil isteğinde bulunmuştur. Hazine harçtan bağışık olduğundan harç alınmasına gerek bulunmamaktadır. Bu bakımdan yöntemince tescil isteğinde bulunması yeterlidir. Ne var ki, tapusuz bir yerin Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilebilmesi için o yerin özel mülkiyete konu olabilecek taşınmazlardan olması gerekir. TMK.nun 715. maddesinde belirlenen taşınmazların tapuya kayıt ve tescili mümkün bulunmadığı gibi TMK.nun 999. maddesine göre de tapuya tescili mümkün olmayan yerlerin özel mülkiyete konu olamayacağı açıklanmıştır. Ne var ki; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18/1. maddesi hükmü uyarınca, ileride tarım alanına dönüştürülmesi ve ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit ve tescil olunabilir. Bu bakımdan taşınmazın özel mülkiyete konu olabilecek ve Hazine adına tescil edilebilecek yerlerden olup olmadığının mahkemece araştırılıp belirlenmesinden sonra Hazinenin tescil isteği hakkında bir karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve kanuna aykırıdır. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 23.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.