Ahmet ile Cemal ve müşterekleri aralarındaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair (Kangal Asliye Hukuk Mahkemesi)'nden verilen 25.02.2009 gün ve 129/54 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı İhsan tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı Ahmet vekili, dava dilekçesinde; mevkii ve sınırları yazılı bulunan 6 parça tapusuz taşınmazın babasından mirasen vekil edenine intikal ettiğini, uzun yıllar vekil edeninin ekip biçtiğini, davalıların hakkı olmadığı halde, dava konusu taşınmazlara elattığını açıklayarak davalıların elatmalarının Önlenil-mesini ve son beş yıl için toplam 6.000,00 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren İşleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak vekil edenine verilmesini talep etmiştir. Davalılar Mehmet ve İhsan, dava konusu taşınmazların eski tarihli tapu kayıtları ve satış senetleriyle 50 yılı aşkın süredir kendi zilyetliklerinde olduğunu, özel mülkleri olan taşınmazlarda davacının zilyetliğinin bulunmadığını açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Davalı Cemal, yargılama oturumlarına katılmadığı gibi, davaya bir cevap da vermemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan İhsan tarafından temyiz edilmiştir. Dava; TMK'nın 683. maddesi uyarınca açılan elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmazlar hakkında, davanın açıldığı 06.10.2006 tarihinden sonra ve karar verilmeden önce kadastro tutanaklarının hepsi 06.02.2009 tarihinde ve sonraki tarihlerde düzenlenerek; 121 ada 62 ve 71, 136 ada 7, 150 ada 51, 154 ada 17, 18 ve 20, 163 ada 35 ve 183 ada 6 parsel numaralarını almış ve tüm tutanaklar 15.06.2009 tarihinde kesinleşmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 5. maddesine göre, "Kadastro Müdürü, çalışma alanında işe başlamadan önce mahalli hukuk mahkemelerinde, bu alandaki taşınmaz mallar hakkında görülmekte olan kadastro ile ilgili davalarla, hükme bağlanmış olup da henüz kesinleşmeyen davaların listesini alır ve bunu çalışma alanı ile ilgili tüm tapu, vergi, harita ve diğer belge örnekleri ile birlikte kadastro teknisyenliğine verir." Davalı taşınmaz mal tutanaklarının Kadastro Mahkemesine Devri Hakkında Yönetmeliğin 7/e-2 fıkrasında da benzer hüküm yer almaktadır. Buna göre; "Kadastro öncesi davalı olduğu halde, dava listesine dahil edilmemesi veya davalı olduğu mahkemelerce bildirildiği halde bu husus gözönünde bulundurulmayarak tespitleri kesin leşti rilen taşınmaz mallar bulunduğu takdirde, devredifmişse Tapu Sicil Müdürlügü'nce, devredilmem işse Kadastro Müdürlügü'nce ilgili parsel ya da parsellerin tapu kütüğü sahifesinin beyanlar hanesine, tespitin davalı olması nedeniyle kesinleşmediği yazılarak bu yönetmeliğin 5 ve 6. maddeleri uyarınca işlem yapılır" denilmiştir. Kadastro tespitlerinden önce genel mahkemelerde açılan davaların kadastro tespitine itiraz niteliğinde olduğunun, ada ve parsellere ait kadastro tutanaklarının zuhulen kesin leşti ri İd iklerin in kabulü gerekir. Dava hâlâ derdest bulunmaktadır. Nitekim, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27/1. maddesi hükmüne göre, "mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesine re'sen devrolunur" hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanun'un 26/son maddesi hükmüne göre de, "Kadastro Mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği günde başlar." Mahkemece açıklanan kanun ve yönetmelik hükümleri uyarınca; mülkiyet uyuşmazlığı hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli Kangal Kadastro Mahkemesi'ne gönderilmesine, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca Kadastro Mahkemesinin görev alanı dışında kalan (Kadastro Mahkemesi ecrimisil davalarına bakamaz) ecrimisil isteği bakımından HUMK'nın 46. maddesi gereğince ayırma (tefrik) kararı verilerek mahkemenin ayrı bir esasına kaydının yapılmasına ve bekletici mesele yapılmasına karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Görev kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece kendiliğinden gözetilir. Tutanakların malik hanesi 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca ancak Kadastro Mahkemelerince doldurulur. Davalı İhsan'in temyiz İtirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve HUMK'nın 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA) ve peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 22.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.