Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katılma alacağı... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne dair Aile Mahkemesi'nden verilen 14.05.2013 gün ve 45/319 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARARDavacı vekili, dava konusu taşınmazın evlilik birliği içerisinde satın alındığını açıklayarak TMK’nun ilgili hükümleri gereği mal rejiminin tasfiye edilerek fazla hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000,00 TL katılma alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 13.05.2013 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını 170.000,00 TL ve yasal faizin tahsili olarak arttırmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamış, yargılama aşamalarında vermiş oldukları beyanlarında dava konusu taşınmazın davalının babası olan dava dışı tarafından parası ödenerek satın alındığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının uzun yıllar babası ile birlikte çalıştığı, kazanımlarının ortak olduğu, toplumdaki aile yapısı nedeniyle ortak iş yapan baba ve çocuklarının kazançlarının bankalarda babalarının üzerine yatırılabildiği bilindiğinden, bu nedenlerle dava konusu gayrimenkulün davalının çalışması karşılığı elde ettiği para ile satın alındığı kanaatine varıldığından, 170.000,00 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, taleple bağlı kalınarak 150.000,00 TL tutarındaki katılma alacağı için tasfiyenin sona ermesinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş ve Hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar 20.10.1990 tarihinde evlenmişler, 25.04.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 24.01.2012 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava konusu 1054 ada 22 parsel sayılı taşınmazda mevcut 5 nolu bağımsız bölüm 15.12.2009 tarihinde 3. kişiden satın alınarak davalı eş adına tapuya tescil edilmiştir. Dava, taşınmazın edinme tarihi itibariyle mal rejiminin tasfiyesine dayalı katılma alacağına ilişkindir. Toplanan tüm delil ve dosya kapsamına göre; dosyaya ibraz edilen ...... ....... bankasına ait 15.12.2009 tarihli 71.085,00 TL ve 128.915,00 TL tutarlarında davalının babası ......'ya ait hesaptan çekilen paralara ilişkin dekontlar, aynı bankada görevli tanık sıfatıyla ifadesine başvurulan.......'ın beyanı, bankadan paranın çekiliş ve taşınmazın satın alınma tarihlerinin aynı oluşu ve taşınmazın satın alım tarihinde 225.000,00 TL değerinde olduğuna ilişkin mahkemeye sunulan 18.02.2013 tarihli teknik bilirkişi raporu nazara alındığında davalının babası tarafından taşınmazın satın alımı esnasında 200.000,00 TL bağış yapıldığının kabulu gerekmektedir. Bundan hareketle hesap bilirkişilerinin mahkemeye sunmuş oldukları 04.04.2013 tarihli raporlarında davalının babasının taşınmazın alımı esnasında bağış yaptığının kabulü ile yapılan hesaplama doğrultusunda Mahkemece kabule karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan Yerel Mahkeme kararının 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 2.904,00 TL peşin harcın istek halinde davalıya iadesine 09.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.