E.. E.. ve müşterekleri ile S.. Ç.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair Gaziantep 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 26.07.2011 gün ve 551/519 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili, davalılar F.. G.., M.. Ç.., S.. Ç.. ve bir kısım davalılar A.. Ç.. ve müşterekleri vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacılar vekili, 2948 parsel sayılı taşınmazın tarafların kök miras bırakanından miras yoluyla intikal ettiğini, yapılan taksimde davalıların murisi Osman ve davalı A.. Ç..'a isabet ettiğini, A.. Ç..'ın da kendi hissesini diğer davalıların murisine sattığını ve O.. Ç..'ın da taşımazdaki tüm hissesini davacıların miras bırakanı B..Ç..'a adi yazılı senetle sattığını, vekil edenlerinin miras bırakanının ise taşınmaza çeşitli ağaçlar diktiğini ve ölünceye kadar malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurduğunu açıklayarak 1803 parsel sayılı tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına tapuya tesciline, olmadığı taktirde 8.000 TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Bir kısım davalılar vekili ile kendisini vekil ile temsil ettirmeyen diğer davalılar davanın reddini savunmuştur.Mahkemece;1803 sayılı parsele ilişkin iptal ve tescil isteğinin reddine, 8.000 TL tazminatın dava tarihinden yasal faizi ile davalılardan hisseleri oranında tahsiline, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili, bir kısım davalılar vekilleri ile davalılar M.. Ç.., F.. G.. ve S.. Ç.. tarafından temyiz edilmiştir.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; Mahkemenin hüküm gerekçesinde aynen "...yapılan incelemede yukarıda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile tazminat davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir..." yazılıdır. Gerekçenin az yukarıda belirtilen bölümünden önceki iki parağrafında ise; 4721 sayılı TMK'nın 713/2. maddesi kapsamında "...maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan..." sebebine ilişkin açıklama yapılmıştır. Bu durumda, Mahkemenin gerekçesi dosya içeriğine uymamaktadır. Şöyle ki; dava, taksim ve miras payının devri (4721 sayılı Yasa 677.md-743 sayılı Yasa 612.md) hukuki sebeplerine dayalı olarak açılan iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Hal böyle iken, Mahkemece anılan hukuki sebepler bakımından tarafların istek ve savunmaları değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.Öte yandan, davacı vekili, dava dilekçesinin açıklama bölününde 5060 m2 yüzölçümlü 2948 sayılı parselden bahsederek açıklama yapmasına rağmen, netice-i talep kısmında ise 5400 m2 yüzölçümlü 1803 nolu parselle ilgili talepte bulunmuştur. 25.03.2011 tarihli N..İ.. tarafından hazırlanan Fen raporunda ise keşfi yapılan parselin 2948 nolu parsel olduğu belirtilmiş olup davacı vekilinin hangi parseli dava ettiğine dair dava dilekçesi dışında bir dilekçesi, duruşma yada keşifte bir beyanı olmadığı gibi hakim tarafından da bu konuda açıklama yapması istenmemiştir. Mahkemece 1803 sayılı parsel yönünden tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verilmiştir. Bundan ayrı, davacı yanın 8.000 TL ( fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere) tazminat isteğinin hukuki sebebi anlaşılamamaktadır.1086 sayılı HUMK'da birebir karşılığı bulunmayan ancak Yüksek Yargıtay içtihatlarında ve doktrinde benimsenen ve 6100 sayılı HMK'nun 194/1. maddesinde yer bulan düzenlemeyle; "...taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar..." hükmüne yer verilmiştir. Davanın doğru biçimde sonuçlandırılması için davanın ne olduğunun anlaşılması gerekir. Mahkemece, dilekçenin içeriğine göre davacının isteğini ve amacını belirleyip uyuşmazlığın ona göre çözüme kavuşturulması gerekir. Davanın niteliği anlaşılamadan hangi kanuni düzenlemeye göre sonuçlandırılacağı noktasına ulaşılamaz.HUMK'nın 76/1. (HMK'nın 33.) maddesine göre, davanın esası olan maddi olayların ileri sürülmesi taraflara, bunların nitelendirilmesi ve uygulanacak kanun maddesini belirlemek hakime aittir. Hakim, tarafların yargılama oturumlarında ve dilekçesinde, kullandıkları nitelendirme ile bağlı değildir. HUMK'nın 75/2-3. (HMK.nın 31.) maddesinde, hakimin uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceğini düzenlemiştir. Yine HUMK'nın 213 ve 230/1-2. (HMK'nın 147 ve 169.) maddelerine göre de, tahkikat hakiminin iki tarafı veya vekillerini çağırarak davanın maddi olguları hakkında beyanlarını alabileceği belirtilmiştir. Ne var ki, Mahkemece uyuşmazlık konusu parselle ilgili çelişki giderilmediği ve anılan tazminat isteğinin hukuki sebebi açıklatılıp somutlaştırılmadığı gibi, yetersiz gerekçe (TMK'nın 2. maddesi-hakkaniyet) ile anılan isteğin kabulüne karar verilmiştir. TC Anayasası'nın 141.maddesinin 3.fıkrasında; bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması vurgulanmıştır. Hüküm tarihi itibari ile yürürlükte bulunan HUMK'nun 388.(HMK 297.) maddesinde de; kararların neleri kapsayacağı ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Bu maddenin 3.fıkrası hükmüne göre kararda; kararın iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, red ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekmektedir. Bu durumda, Mahkemece az yukarıda değinilen mevzuat kapsamında, davacıların hangi parseli dava ettikleri ve tazminat isteğinin hukuki sebebi açıklatılıp, bu kapsamda davalıların savunma ve delilleri tespit edilerek, tüm dosya kapsamına göre istek hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile anılan isteğin kabulüne karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.Davacılar vekili ve bir kısım davalılar vekili ile davalılar M.. Ç.., F.. G.. ve S.. Ç..'ın temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulüyle; hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 18,40 TL peşin alınan harcın davacılara, 120,00 TL peşin alınan harcın davalılardan F.. G.. ve müştereklerine, 120,00 TL peşin alınan harcın bir kısım davalılar A.. Ç.. ve müştereklerine iadesine 21.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.