Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5481 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9549 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Adana 6. Aile MahkemesiTARİHİ : 17/10/2012NUMARASI : 2009/1057-2012/883N.. D.. ile F.. D.. aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair Adana 6. Aile Mahkemesi'nden verilen 17.10.2012 gün ve 1057/883 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, evlilik birliği içinde edinilerek davalı adına tescil edilen 313 ada 4 parsel sayılı taşınmazın vekil edeninin evden kovulmasını takiben davalı eş tarafından dava dışı şahsa devredildiğini, satışın hileli olduğunu, mal kaçırmak amacıyla yapıldığını açıklayarak, yarı hissesi karşılığı 35.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmazın 2005 yılında alındığını, bilahare 3. kişiye satış yapıldığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, taşınmazın boşanma davasının açılma tarihinden evvel satıldığı, davacının bedensel özürlü olması ve geliri bulunmaması nedeniyle katkısı olmadığı, davalının 3.kişiye satışının muvazaalı olduğu kanıtlanamadığından katılma alacağına da hükmedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar, 02.07.1993 tarihinde evlenmiş, 15.12.2008 tarihinde açılan boşanma davasının Adana 6.Aile Mahkemesi'nin 10.12.2009 tarih 2008/473 Esas, 2009/ 1174 Karar sayılı ilamıyla kabulü ve 12.02.2010 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Temyiz incelemesine konu talep, boşanma dosyasından tefrik edilmiş, 20.04.2009 tarihinde harçlandırılmıştır.Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mülga 743 sayılı TKM'nin 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava konusu 313 ada 4 parsel, avlulu kargir ev ve ardiye vasfıyla 7.9.2005 tarihinde satın alma yoluyla davalı eş adına tapuya tescil edilmiş; 24.06.2008 tarihinde satış yoluyla davada taraf olmayan O. G.’a devredilmiştir.Dava, katılma alacağına ilişkindir. TMK.nun 222/3.maddesine göre bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal sayılır. Dava konusu taşınmaz 7.9.2005 tarihinde satın alındığına ve aksi ispatlanamadığına göre TMK'nun 219. maddesi kapsamında edinilmiş mal olduğunun kabulü gerekir. Uyuşmazlık, boşanma davasının açıldığı tarihten önce tapuda yapılan satışla 3.kişiye devredilen taşınmazın katılma alacağına konu edilip, edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Dosya kapsamı ve beyanlara göre, dava konusu taşınmazın tarafların fiili ayrılık sürecinde davalı tarafından devredilmesi, davacının ameliyatı ve sair evlilik içinde oluşan borçlar nedeniyle satıldığı ve satış parasıyla bunların ödendiği savunulmuş ise de bu hususun somut belge ve delillerle kanıtlanamaması, davalının satış tarihinden sonra da nizalı taşınmazda oturmaya devam etmesi ve olağan hayat akışı karşısında satış ve devrin davacının katılma alacağını karşılıksız bırakmak kastıyla yapıldığı sonucuna varılmaktadır. TMK'nun 229/2. maddesinde, bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirlerin, edinilmiş mallara değer olarak ekleneceği hükme bağlanmış olup, davacının hakkı bakımından malların elden çıkarılmış bulunması alacak talebini ortadan kaldırmaz. Dava konusu taşınmaza ilişkin davacının katılma alacağının TMK'nun 219, 229, 231, 235/2 ve 236/1. maddeleri gereğince hesaplanması ve sonucuna göre taleple bağlı kalınarak davanın kabul edilmesi gerekir. Hatalı niteleme ve değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.