Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5329 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 27028 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İstihkakYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Davacı üçüncü kişiler vekili, .. İcra Müdürlüğü’nün 2012/5108 sayılı Takip dosyasında yapılan 26.06.2012 günlü hacze konu mahcuzların davacı 3. kişi şirketlere ait faturalı mallar olduğunu, borçlu şirketin faaliyette bulunduğu fabrikayı borçlu şirket sahibinden satın aldıklarını ve satış bedelini ödediklerini, borçlunun adresten ayrılırken bir kısım demirbaşlarını da satın aldıklarını, borçlunun faaliyet adresinin değiştiğini haciz mahallinde de borçluya ait evrak bulunmadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Davalı alacaklı vekili, haciz adresinde borçlu şirketin uzun yıllar 3. kişi şirketlerle aynı alanda faaliyet gösterdiğini, bir kısım borçlu çalışanlarının davacı şirketlerde çalışmaya devam ettiğini, borçlu şirket malvarlığının muvazaalı olarak devredildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacı 3.kişi şirketlerin borçlu şirketin ve hacze konu olan alacağın doğumundan çok önce kurulduğu, faaliyet alanları aynı ise de, ticaret sicilde kayıtlı adreslerinin farklı olduğu davacılardan...'nin borçlu şirket yetkilisi adına kayıtlı taşınmazı satın aldığı, borçlu şirket ile davacı şirketler arasında ticari faaliyet bulunmakta ise de, borcun resmi kayıtlarla ödendiği, bu nedenle aralarında muvazalı bir ilişkinin bulunduğuna dair delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Davacı 3. kişilerin açtığı istihkak davası sırasında sunulan 05.08.2010–26.08.2010 tarihleri arasında düzenlenmiş faturalara göre, borçlu şirket icra takibine konu borcun dayanağı olan 18.01.2010 tarihli iş akdinin feshinden sonra ticari emtiasının büyük bir bölümünü üçüncü kişi şirketlere devretmiştir.Öte yandan üçüncü kişi şirketler borçlu ile aynı alanda komşu olarak faaliyet göstermekte iken, üçüncü kişi şirketlerden... borcun kaynağı olan iş sözleşmesinin feshinden sonra 16.04.2012 tarihinde borçlu şirket yetkilisinden borçlu şirketin faaliyet gösterdiği taşınmazı da satın almış davacı şirketler borçlunun faaliyet adresinde faaliyetlerine devam etmiştir .Somut olayda borçlu ile aynı işkolunda faaliyet gösteren davacı şirketler komşu olarak faaliyet gösterdikleri borçlunun ticari işletmesindeki emtianın büyük bölümünü satın aldıklarından borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bilmeleri gerekir. Borcun doğumundan sonra borçlu tarafından 3.kişiye yapılan satış ve devirlerin alacaklıdan mal kaçırmaya ve muvazaaya yönelik olduğu, muvazaa yoksa bile borcun doğumundan sonra yapılan bu nitelikteki devirlerin İİK’nun 44. ve 6098 sayılı TBK’nun 202. maddeleri gereğince alacaklının haklarını etkilemeyeceği açıktır.O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 797,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine ve 797,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 27.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.