MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil... ile Hazine aralarındaki dava hakkında .. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 17.07.2012 tarih ve 994/307 sayılı hükmün Daire'nin 16.05.2014 gün ve 9426/9816 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Davacı Hazine vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı vekili, kadastro sonrası ve kesinleşmeden önce haricen satış ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak 722 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili dava konusu taşınmazın, hükmen oluşan 65, 83, 97 ve 98 parsellerin önce tevhidi ardından ifrazı sonucu oluştuğunu, davacı lehine kazanma koşullarının oluşmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacı yararına kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm; davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairece 16.05.2014 gün, 2014/9426-9816 Esas ve Karar sayılı kararla onanmıştır. Davalı Hazine vekili süresinde sunduğu 18.06.2004 tarihli dilekçesinde açıklanan nedenlerle karar düzeltme isteğinde bulunmuştur. Dava konusu 722 parsel sayılı taşınmaz, 21.02.2005 tarihinde tarla niteliği ile ifraz sonucu Hazine adına tescil edilmiştir. Dosya kapsamına göre, 722 parselin geldisi 83 numaralı kadastro parseli olup, 1960 yılında yapılan çalışmalarda Şubat 943 tarih 25 sıra ve revizyonları tapu kayıtlarına dayanılarak... ve müşterekleri adına paylı olarak tespit edilmiş, daha sonra yapılan yeniden inceleme sonucunda tapu kayıt miktar fazlasının, metrukat olduğu gerekçesiyle 01.06.1964 tarihinde Hazine adına da bu bölümleri paylı olarak tespiti sağlanmıştır. Ardından Hazine vekili ve dava dışı 3. kişiler tarafından Kahramanmaraş Kadastro Mahkemesi'nin 1977/30-1995/22 Esas ve Karar sayılı dava dosyasında tespite itiraz davası açılmıştır. Davacı Hazine, tespit maliklerini, davalı göstermek suretiyle açmış olduğu tespite itiraz davasında, dava konusu 83 parselle birlikte 65 ve 98 parsellerin öncelerinin çay yatağı ve sazlık niteliğindeki yerlerden olduğunu, dayanak tapu kayıtlarının taşınmazları kapsamadığını, dayanak tapu sınırlarında mütegayyip eşhasa ait yerler bulunduğunu, davalılar yararına kazanma koşullarının oluşmadığını açıklayarak, tespitlerin iptali ile taşınmazların Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemenin, 17. H.Dairesince onanarak 01.04.2003 tarihinde kesinleşen kararı ile dava konusu taşınmazların öncesinde yitik kişilerden kaldığı, daha sonraki tarihlerde tapuya bağlanarak Hazine tarafından bir kısmının davacı 3. kişilere ve tespit maliki davalılara satılmış olduğu, tapu kayıt kapsamında kalan bölümlerin belirlenerek davacı gerçek kişiler ile tespit maliki olan davalılar adına tescilinin gerektiği gerekçesiyle Hazine’nin açtığı davanın; dava konusu 83 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak, dayanak tapu kapsamında kalan A harfi ile gösterilen 7352 m2'lik bölümü yönünden reddi ile davacı şahıslar adlarına, tapu kaydı kapsamı dışında kalan B harfi ile gösterilen 1.082.898 m2'lik bölümü yönünden ise kabulü ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Yine aynı hükümle dava dışı 98 ve 65 parseller bakımından da, bu taşınmazlarda yitik kişilerden kaldığı belirlenen bölümlerin de Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Dava konusu kabulüne karar verilen 7352 m2'lik bölüm 585 parsel olarak şahıslar adına, 1.082.898 m2'lik alan ise 83 parsel altında Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. Kadastro Mahkemesinde görülen davada davalı ..., eldeki davada davacı olan ...’a yargılama sırasında taşınmazdaki payını haricen satıp devretmiş, ancak ..., Kadastro mahkemesinde yargılamaya katılmamıştır. Şu halde eldeki davada davacı ... kadastro mahkemesinde taraf durumunu almadığından kadastro mahkemesi hükmü eldeki davacı bakımından 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 34. maddesi ve HMK.nun 303. maddesi hükmü uyarınca kesin hüküm oluşturmaz. Ancak kadastro mahkemesindeki yargılamada 83 parsel sayılı taşınmazın öncesinde yitik kişilerden kaldığı, daha sonra Hazine tarafından tapu kaydına istinaden şahıslara satışının yapıldığı, tapu sınırlarının yitik kişilere ait yerleri okuduğu, tapu kapsamında kalan yerlerin belirlenerek hak sahipleri adlarına tescil edilmiş olduğu, tapu kapsamı dışında kalan bölümlerin ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla iktisabının mümkün bulunmadığı, kaldı ki tespit tarihine kadar yirmi yıllık zilyetlik süresinin de dolmadığı gerekçeleri ile hüküm kurulmuştur. Maddi olgular bakımından Kadastro Mahkemesinin hükmü güçlü delil niteliğindedir. Diğer bir anlatımla, dava konusu 83 parsel sayılı taşınmaz kadastro mahkemesi hükmü ile yitik kişilerden hazineye kalan yerlerden olduğu, zilyetlik yoluyla iktisabının mümkün bulunmadığı açıklanmak suretiyle Hazine adına tescil edilmiştir. Kaçak ve yitik kişilere ait taşınmazlar Tasfiye Kanunları uyarınca Devlete kalmıştır. Hazineye kalan bu tür yerlerin kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Mahkemece davanın bu sebeple reddine karar verilmesi gerekirken, toplanan deliller ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçelerle kazanma koşullarının oluştuğu görüşünden hareketle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Hükmün bu sebeple bozulması gerekirken hatalı nitelendirme sonucu onandığı, karar düzeltme isteği üzerine anlaşılmış olduğundan, davalı Hazine vekilinin karar düzeltme isteğinin açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile Dairenin 16.05.2014 tarih, 9426-9816 Esas ve Karar sayılı onama ilamının 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince ortadan kaldırılmasına, Yerel Mahkeme'nin 17.7.2012 tarih ve 2010/994-2012/307 Esas ve Karar sayılı hükmünün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.