Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5226 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16961 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : İstanbul 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/02/2010NUMARASI : 2009/234-2010/94Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Alacaklı tarafından borçlular aleyhine ilamlı takip başlatıldığı, borçlulardan R.. V.. İcra Mahkemesi'ne başvurusunda dayanak ilamın kesinleşmeden takibe konulduğunu, ilamdaki davalılara gerekçeli karar tebliğ edilmediğinden kesinleşmediğini, eski hale getirmek için taşınmazın tahliyesinin gerekmediğini, faize itirazlarını açıklayarak takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece takip konusu ilamın kesinleştiğine dair dosyada bir karar olmadığı ve davalılardan L. V. mirasçılarına tebligat yapılmadığı ve takipte talep edilen 581.39 TL'nin nasıl tespit edildiği açıklanmadığından bu alacak ve faizinin istenemeyeceği gerekçesiyle icra emrinin iptaline karar verilmiştir.Hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir Somut olayda; takibe konulan ilamlardan İstanbul 5.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1997/444 Esas ve 1999/589 Karar sayılı kararının bozulması neticesinde yeniden yapılan yargılama sonucunda aynı Mahkemeden verilen 21.10.2004 tarih, 2000/199 Esas ve 2004/340 Karar sayılı karar ile takip borçlularının taşınmaza elatmalarının önlenmesine ve eski hale getirilmesine karar verildiği, anılan bu ilamdaki 05.11.2008 tarihli kesinleşme şerhine göre, L. V.a gazete aracılığıyla 18.01.2005 tarihinde ve diğer davalılara da farklı tarihlerde tebligat yapıldığı, İstanbul 5. Sulh Mahkemesi'nin 22.06.2009 tarih, 2009/745 Esas ve 2009/711 Karar sayılı mirasçılık belgesine göre ise L.'un, 13.12.2007 tarihinde öldüğü, takibin ise 06.04.2010 tarihinde başlatıldığı anlaşılmakla L.V.'a dayanak ilam ölmeden önce tebliğ edilmiş olduğundan ve ilamdaki diğer davalılara da tebligat yapıldığı belirtildiğinden dayanak ilamın kesinleştiğinin kabulü gerekir.Bu durumda, yukarıdaki açıklamalar ışığında, Mahkemece takip konusu ilamın kesinleştikten sonra takibe konulduğunun kabulü ile işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK. m. 297/ç) ve İİK.nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 25.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.