Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5223 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17045 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Ankara 13. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/06/2013NUMARASI : 2013/699-2013/575Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R İİK'nun 16. maddesinde, Kanun'un hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere icra ve iflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine muamelelerin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet edilebileceği düzenlemesi mevcuttur. Somut olayda, İdare Mahkemesi'nin belli bir miktar paranın tahsili hükmünü içeren ilamına dayalı olarak, borçlu Kurum aleyhinde ilamlı takip başlatılmıştır. Borçlu Kurum vekili İcra Mahkemesi'ne başvurarak, 2577 sayılı Kanun'un 28/2. maddesi hükmüne aykırı olarak, ödeme için kendilerine başvurulmadan doğrudan takibe başlanması nedeniyle takibin iptali talebinde bulunmuştur. Mahkemece kuruma ödeme için müracaat edilmeden takibe başlandığından şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir. Yukarıda yazılı yasal düzenleme uyar??nca, icra dairesinin kanuna aykırı işlemi için öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde, şikayet başvurusunda bulunulması halinde, Mahkemece işin esası incelenerek sonuçlandırılır. Aksi halde şikayetin süreden reddine karar verilmesi gerekir. Bu durumda, Mahkemece, takip dosyasında borçlu Kurum'a icra emrinin 18.06.2013 tarihinde tebliğ edildiği ve Kanun'un açık hükmüne aykırı işlemi, bu tarihte öğrendiği halde, şikayet talebinin yedi günlük süre geçirilerek 27.06.2013 tarihinde yapıldığı nazara alınıp, şikayetin süreden reddi gerekirken işin esasının incelenerek takibin iptali yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. Kabule göre de; 6352 sayılı Kanun'un 58.maddesi ile değişik 2577 sayılı Kanun'un 28/2.fıkarasında takipten önce idareye yazılı şekilde banka hesap numarası bildirilerek başvurulması gerektiği düzenlenmiştir.Alacaklı vekili anılan şekilde takip başlatılmadan önce iadreye başvurmuş olup, takibe geçilmeden önce alacaklı vekilinin serbest meslek makbuzunu idareye ibrazı gerektiği anılan yasada düzenlenmediğinden mahkemenin takibin iptaline yönelik gerekçesi de yerinde değildir.SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.