MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARARİİK'nun 152. maddesinde ipotekli taşınmaz satılıp da tutarı takip olunan alacağı karşılamaya yetmezse, alacaklıya geri kalan alacağı için bir belge verileceği, alacaklının satışın kesinleşmesi tarihinden itibaren bir sene içinde haciz yolu ile takip talebinde bulunması halin de ise yeniden icra veya ödeme emri tebliğine gerek olmayacağı düzenlemesi mevcuttur.Somut olayda borçlu aleyhinde başlatılan ipotekli takipte, ipotekli taşınmazın ihale edildiği ve ihalenin 09.03.2011'de kesinleştiği, ihale bedelinin ipotekli borcun tamamını karşılamadığı, 20.09.2011 tarihinde kati rehin açığı belgesi düzenlendiği, alacaklı vekili tarafından bu belge ile yeni bir takip dosyasında icra emri düzenlenerek hacizler yapılması talebi üzerine, İcra Dairesince, takip talebinin kabul edildiği, ancak yeni bir icra emri düzenlenerek bu yeni dosya üzerinde haciz yapılması talebinin, asıl dosyadan takibe devam edilerek hacizler yapılabileceğinden reddedildiği, işleme karşı İcra Mahkemesine yapılan şikayetin yasaya aykırı bir işlem olmadığı gerekçesiyle reddedildiği görülmektedir.Yukarıda açıklanan yasa hükmünde alacaklıya, satışın kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde olması kaydı ile kolaylık sağlandığı, istediği takdirde yürütmekte olduğu ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip dosyasından icra emri düzenletmeden hacizler yaparak alacağını tahsil edebileceği gibi anılan maddenin 3. fıkrasında açıkça belirtildiği üzere haciz yolu ile bir başka takip dosyasında takip başlatması ve icra veya davalıya ödeme emri gönderilmeden takibe devam edebileceğinin kabulü gerekir .Bu durumda Mahkemece alacaklının kesin rehin açığı belgesiyle yeni bir dosya üzerinde takip başlatmasında yasaya uymayan bir yön bulunmadığı nazara alınarak, şikayetin kabulüne karar verilmesi yerine, reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. Alacaklı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 21.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.