Mehmet ile Mazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair (İncesu Asliye Hukuk Hakîmliği)'nden verilen 31.05.2007 gün ve 216/138 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı ile davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı, bağış, satın alma ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik nedeniyle davalı Hazine'ye ait 183 ada 12 parsel ile 128 ada 51 parsel sayılı taşınmazların tapularının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili, taşınmazların Hazine'ye ait olduğunu, zilyetlikle kazanılmayacağından davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece 128 ada 70 sayılı parselin 10.05.2007 günlü teknik bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 8.051,45 m2 yüzölçümlü kısmı üzerinde davacı lehine kazanma koşullarının oluştuğundan davanın kabulüne, 183 ada 12 sayılı parsel yönünden ise, harman yeri olarak sahiplenilen, traktör ve diğer tarım aletlerinin konulmak suretiyle sürdürülen zilyetliğin ekonomik amaca uygun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kadastro sırasında Devletin hüküm ve tasarrufu altında, tarım alanına dönüştürülmesi mümkün, ham toprak vasfında yerlerden olduğundan Hazine adına tespit edilen 128 ada 51 sayılı parselin, Kadastro Mahkemesinde açılan dava sonucunda 04.11.2003 günlü 51-67 esas karar no'su ile krokisinde (A) harfi ile gösterilen kısmının davacı adına, (B) harfi ile gösterilen 23.540 m2 yüzölçümündeki kısmının ise tespit gibi davalı Hazine adına tesciline dair verilen karar temyiz denetiminden geçerek 10.04.2004 tarihinde kesinleşmiş, 128 ada 70 parsel numarası ile Hazine adına hükmen tapuya tescil edilmiştir. Davalı taşınmazın temyize konu davacı adına tesciline karar verilen kısmının davacı ve satıcısı tarafından ziraat arazisi olarak kanunda yazılı koşullar altında 20 yıldan fazla süreyle tasarrufta bulunulduğu yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından haber verildiği, taşınmazın zilyetlikle kazanmaya elverişli 3. sınıf tarım arazisi niteliğinde bulunduğunun uzman ziraatçı bilirkişi tarafından açıklandığından yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde kanuna aykırı bir yön görülmemiştir. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, Davanın reddine karar verilen 183 ada 12 parsel sayılı taşınmaza yönelik davacının temyiz itirazlarına gelince; 2.690 m2 yüzölçüme sahip 183 ada 12 parselin kadastro tutanağında, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan bu yeri davacının dedesinin kullandığı 1992 yılında üzerine ev yaptırıp halen Mehmet kullanmakta ise de, zilyetlikle kazanma koşulları oluşmadığından 23.05.2002 tarihinde ham toprak niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir. Yerel bilirkişi ve tanıklar, davacının miras bırakanı Kemal ile kök miras bırakan Osman'ın dava konusu yeri harman yeri olarak kullandığını, harman mevsimi dışında tarım aletleri, saman ve benzeri maddeleri koymak suretiyle zilyetliğini sürdürdüğünü, 1980'li yıllarda babasının bağışıyla davacının üzerine ev yapmak suretiyle kullandığını bildirmişlerdir. Davacı dilekçesinde, dava konusu yerin öncesi itibariyle harman yeri olarak kullanıldığını açıklamış, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre de özel harman yeri olarak kullanıldığı, harman zamanı dışında da tarım aletleri ve sair malzemelerin konulmak suretiyle tasarruf edildiği belirlenmiştir. Bu şekilde sürdürülen zilyetlik ve yararlanma TMK'nın 713/1. maddesi karşısında kazanma sağlar. Bu nedenle, mahkemenin bu yöne ilişen red gerekçesine katılmak mümkün olmamıştır. Toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davacı ve bağışta bulunan babasının tespit tarihine kadar 20 yıldan fazla süreyle ekonomik amaca uygun olarak tasarrufta bulunduğu belirlendiğine göre, bu taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Davacının temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün bu taşınmaza ilişkin bölümünün açıklanan nedenlerle ve HUMK'nın 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA) ve 2588 sayılı Kanun'la eklenen 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi uyarınca Hazine'den harç alınmasına mahal olmadığına ve peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 17.09.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.