Hüseyin ile Hazine ve H... Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair (Uşak Sulh Hukuk Hakimliği)'nden verilen 25.05.2006 gün ve 1975/909 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı, kendisiyle diğer müşterekleri adına tespit ve tescil edilen 108 ada 3 parselin eksik yazılan 5 dönümlük bölümünün sınırında yer alan harman yeri içerisinde tespit edildiğini, bu yerin kaydının iptali ile 108 ada 3 parselle birleştirilerek tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı köy tüzel kişiliği temsilcisi, dava konusu yerin davacı ve müştereklerine ait olduğunu bildirmiştir. Davalı Hazine vekili, dava konusu yerin genel harman yeri olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne, krokide A harfiyle gösterilen 3363,98 m2 yerin kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesinde, dava konusu taşınmaz bölümünün hangi parsel içerisinde kaldığı bildirilmemiş ise de, yapılan keşifte bu yerin 108 ada 9 parsel içerisinde kaldığı belirlenmiştir. Dosya arasındaki 108 ada 9 parsele ait kadastro tutanağında, süresinde Kadastro Mahkemesine dava açılması nedeniyle kesinleşmediği şerhi verilmiştir. Mahkemece dava konusu yer hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği ve henüz kesinleşmediği gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 26 ve 27. maddesi hükümlerine göre; tutanağı kesinleşmeyen taşınmazlara ilişkin mülkiyet uyuşmazlıklarına bakmak görevi Kadastro Mahkemesine aittir. Görev hususu kamu düzeniyle ilgili olup, taraflarca ileri sürülmese bile hakim tarafından kendiliğinden gözönünde tutulur. Dava konusu yer hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği ve kesinleşmediği belirlendiğine göre, uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli Uşak Kadastro Mahkemesi'ne devrine karar verilmesi gerekirken, işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması yerinde görülmemiştir. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle ve HUMK'nın 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 17.09.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.